Ermeni Sorununa Genel Bir Bakış

20 Nisan 2014

Marmara Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman Beyoğlu, 19 Nisan 2014 Cumartesi günü, Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde “Ermeni Sorununa Genel bir Bakış” başlığı altında bir konferans verdi.

Konferansına “Önümüzdeki yıl Tehcir’in 100. Yıldönümü, buna hazır mıyız? Ne yazık ki hazır değiliz. Tarihi siz ciddiye almazsanız, ciddiye alanlar sizi yalan tarihlerle mahkûm ederler.” sözleriyle başlayan Süleyman Beyoğlu özet olarak şu hususları ele aldı:

Özellikle Ermenistan dışında yaşayan Ermenilerin, ABD başta olmak üzere,  kendilerine yapıldığını iddia ettikleri soykırımı, dünyanın birçok yerinde değişik yöntemlerle gündeme getireceklerdir. Türkiye’den tazminat, toprak ve benzeri birçok taleplerde bulunacaklar, Türkleri dünya kamuoyunda haksız konuma düşürmeye çalışacaklardır.

Batı’nın, Ermenilerin yalan yanlış iddialarına sahip çıkmasında, Ermenilerin bu yoldaki gayretli çalışmaları bir yana, İ. S. 280’li yıllarda Hristiyanlığı ilk kabul eden milletlerden olmasının, bu bağlamdaki inanç birliğinin payı büyüktür.

Anadolu’ya Selçukluların gelişiyle, Doğu Roma / Bizans’ karşı Türklerin yanında yer almayı tercih eden Ermeniler, 19. Yüzyıla kadar dinî ve iktisadî alanlardaki özgürlükleriyle iyi bir konuma gelmiş,  Osmanlı Türkiyesi’nin sadık bir tebaası olmuş, devlet yönetiminde de önemli mevkilerde bulunmuşlardır. 18. Yüzyıldan itibaren sömürgen Batı’nın ve Rusya’nın yayılmacı faaliyetleriyle sistemli bir şekilde kurgulanarak değiştirilip dönüştürülen Ermeniler, bu yüzyılın sonunda Maraş-Zeytun’da ilk defa devlete başkaldırmışlardır. Bundan sonra Batı’nın desteği ile iyice çığırdan çıkarak 1915’e kadar birçok isyan çıkarmışlar,  devletin asli unsuru Türkler başta olmak üzere, Müslüman ahaliye büyük zulümler yapmışlar, yaklaşık 500.000 kişiyi katletmişlerdir. Osmanlı Yöneticileri,  bu durum karşısında,  devletin güvenliği için Doğu bölgesindeki Ermenileri, uygun konumdaki komşu vilayetlere ve Suriye’ye göç ettirmiştir. Göç sırasında, her türlü tedbire rağmen, hastalık, hırsızlık ve öç amaçlı saldırı gibi sebeplerle bir kısım Ermeni hayatını kaybetmiştir. Osmanlı Devleti, Ermenilere karşı tehcir sırasında suç işleyenleri yargılamış ve cezalandırmıştır. Hatta bu yargılamalar sürecinde, suç işlemediği hâlde, Batı’nın baskıları ve yalan ithamlarla Boğazlayan Kaymakamı Şehit Kemal Bey de idam edilmiştir.

Ermenilerin her yıl Nisan ayında gündeme getirip uçuk rakamlarla 1.500.000 Ermeni katledildi iddialarını ardında bu olay vardır. Osmanlı’nın son döneminde yapılan resmi sayımlardaki Ermeni nüfusu yaklaşık 1.250.000’dir. Patrikhane’nin iddiasına göre bu rakam 1.800.000’dir. Bunun ortalaması yukardaki rakama tekabül eder ki, sonradan evlerine dönen 600.000 Ermeni, Ermenistan’a yerleşenler, Suriye’de kalanlar, Batıya göç edenler hesap edildiğinde, iddiaların ne kadar gerçek dışı ve art niyetli olduğu ortaya çıkar.

Gerçekler, Ermeni iddialarının tam tersi olsa da, Ermeniler, dünyanın değişik yerlerindeki diasporaları vasıtasıyla kitaplar yayımlayarak, filmler yaparak, konferanslar, mitingler düzenleyerek, ülke parlamentolarını ve uluslararası kurumları harekete geçirerek bu iddiayı gündemde tutmaya devam edeceklerdir. Bu istikâmette, bugüne kadar, bizim iddialarına karşı yaptığımızdan kat kat fazla yayın çıkarmışlardır. Eğer biz de millet olarak bu iddialara karşı, en az onlar kadar, değişik kanallardan çalışmalar yapmazsak, dünya kamuoyunda haklıyken haksız konuma düşüp sonuçlarına katlanmak zorunda kalabiliriz. Bu sebeple her şeyi devletten beklemeden, millet olarak elimizdeki her türlü imkânı kullanarak Ermeni iddialarını bertaraf etmenin gereği yapılmalıdır.

Etiket:

Kategori: Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.