TÜRK BOZKIR KÜLTÜRÜNDE KADIN

10 Mart 2024

Fotoğraflar: M.K. Sallı

İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda yürüttüğümüz Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsünde, 9 Mart 2024 Cumartesi günü 14.00’te, Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, “Türk Bozkır Kültüründe Kadın” başlıklı bir konferans verdi.

Konferans Azerbaycanlı şair, yazar, milletvekili Sabir Rüstemhanlı ile Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Doç. Dr. Tenzile Rüstemhanlı’nın açılış/selamlama konuşmalarıyla başladı.

Tenzile Rüstemhanlı konuşmasında Türk Dünyası’nın birliği yolunda yapılan çalışmalar, bu bağlamda Azerbaycan ile Türkiye arasındaki gittikçe güçlenen kardeşlik ilişkilerinin son yıllarda Karabağ’da Azerbaycan’ı zafere ulaştırdığını ve bu sonucun Türk Dünyası’nın birliği dirliği yolunda büyük bir umut kapısı açtığını belirterek, daha on yıl önce biz Turan Yazgan Hocamız gibi öncülerin izinde, yanında Türk Dünyası , Turan derken bizi hayalci görenlerin bunun adım adım adım gerçekleştiğine tanık olduklarını, bunun da sevindirici olduğunu söyledi. Türk kadınının tarihteki gücüne ve önderliğine de değinen Tenzile Rüstemhanlı, tarihte devlet, ordu yöneten Türk kadınlarını tanıdıkça Türk kadını olmaktan gurur duyduğunu belirterek “Tarihte Türk kadını hep bir kale rolünü oynamıştır. Eşlerimiz bizi bırakıp gittiğinde arkasında alınmaz bir kalenin olduğuna her zaman inanmış ve güvenmişlerdir. Ben bugün kendisini tarihe alınmaz bir kale olarak yazdırmış Türk kadınlarını her türlü takdir ve alkışı hak ettiklerine inanıyorum.” vurgularıyla sözlerini tamamladı.

Sabir Rüstemhanlı, Azerbaycan ve diğer Sovyet ülkelerinde çok önem gören ve bayram olarak kutlanan 8 Mart Kadınlar Günü’nün, Sosyalist kökeni nedeniyle Türkiye’de son zamanlara kadar öne çıkmamasının doğallığını belirterek konuşmasına başladı. Rüstemhanlı, çıkarılacak yasalarla ve düzeltilecek ekonomik durumla kadınların bir gün değil her gün bayram gibi bir yaşantı içinde olmalarını dileğinde bulunup birkaç gün önce Azerbaycan’da katıldığı Türk Dünyası Tomris Hatun resimleri sergisine de değinerek, Tomris Hatun örneğinde Türk milletinin kendisine töresiyle geleneğiyle büyük değer verdiği Türk kadınının tarihinden aldığı gücünün farkındalığıyla milletini geleceğe taşıyacağına inandığını söyledi.

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Bizim evimiz, ocağımız Türk Dünyası’dır.” sözünden hareketle, Azerbaycan’ın Ermeni sorununa da değinen Rüstemhanlı, bu konuda Azerbacan’ın haklılığının altını çizdi. Rüstemhanlı, konuşmasını Türk kadınlarına armağan ettiği “Seni Vatana Benzetiyorum” şiiriyle bitirdi.

Konferansını vermek üzere kürsüye çıkan Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, konuşmasının başında öncelikle kendisine Genel Türk Tarihi araştırmaları için alana açılması imkanını tanıyıp yetişmesine büyük katkı sağlayan Prof. Dr. Turan Yazgan, Prof. Dr. Abdulkadir Donuk ve Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu hocalarımıza minnet ve teşekkürlerini ifade etti.

Mualla Uydu Yücel, konferansının ilk bölümünde Türk bozkır kültüründe kadının konumunu, doğal yaratılışı, çevresi Türk töresi ve gelenekleri bağlamında Prof. Dr. Zeki Velidi Togan, Prof. Dr. Bahaettin Ögel, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu’ndan getirrdiği bilgi, bulgu ve görüş tanıklıklarıyla ortaya koydu. Buna göre Türk kadını doğası, sosyal ve ekonomik iş birliği çerçevesinde erkeğinin eşi olarak en akılcı bir konumlanmayla sosyal, siyasi rolünü sağlıklı bir şekilde yerine getirdiğini belirten Yücel, tarihsel süreçte bunun dışındaki kadın konumlanmasının Türk töresi ve geleneğiyle bağdaştırılması mümkün olamayacağını söyledi.

Konferansının ilerleyen aşamalarında Türk kadınını, nişan ve evlilik, dini hayat, destan ve efsanelerde kadın, siyaset ve askerlikte kadın, hatun şehirler başlıkları altında değerlendirip ele alan Mualla Uydu Yücel, tarihimizde öne çıkan Tomris Hatun, Boğarık Hatun, Arığ-Kan Hatun, Tengriken Asina, İl İtmiş Bilge Katun, İmporatoriçi Teodora, Tengriken Çiçek, Uluğ Hatun, Valide Sultan Şağab Hatun, Altuncan Hatun gibi örnekler üzerinde durarak Türk kadınını gücüne ve konumuna ışık tuttu.

Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel konferansını şu vurgularla tamamladı: “Biz Türkler tarih boyunca kadın ve erkek daima yan yana gönül gönüle toplumun ve devletin varlığı ve birliği için elimizden gelen her şeyi yaptık. Niçin hep son dönemlerde şahsım ve benimle birlikte pek çok kadın tarihte Türk kadınını anlatıyoruz, neden buna ihtiyaç duyduk biz? Bizim kültürümüz bizi hep yan yana görmüş, birbirimize denk görmüş, babalık sıfatıyla bizi onurlandırmış, annelik sıfatıyla bizi onurlandırmış ve birbirini tamamlayıcı ruh ikizi olarak görmüştür. Bizim bu anlayışı tekrar gelecek nesillere anlatmamız gerekiyor. Kim olduğumuzu, ne olduğumuzu çok iyi bir şekilde gençlere anlatarak onlara örnekler vererek en azından Türk toplumunun böyle bir özelliği olduğunu ve bunun bir miras olarak bize devredildiğini, bizim de bir miras olarak gelecek nesillere bunu devretmemiz gerektiğini anlayacaklarına inanıyorum.

Son sözüm elbette ki Cumhuriyetimize; Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılını kutluyoruz. Bugün ben, karşınızda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nün bir öğretim üyesi olarak, Karadenizli bir ailenin kızı olarak gelmişsem bu bana Cumhuriyet’in vermiş olduğu haklar sayesindedir. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin değerini bilerek hareket etmemiz gerektiğine yürekten inanıyorum. Bu vesileyle atalarımı, tarih boyunca Türk milleti için mücadele eden bütün atalarımı, özellikle kahraman kadın atalarımı sizlerin huzurunda minnetle ve rahmetle anıyorum. Yine Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran bütün atalarımızı da rahmet ve minnetle anıyorum.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.