TAŞLARA KAZINMIŞ TÜRKLÜĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR: SERVET SOMUNCUOĞLU

03 Aralık 2023

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü 2023-2024 dönemi etkinliklerimize, 2 Aralık 2023 Cumartesi günü 14.00’te, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Prof. Dr. Mehmet Aca, Kaptan Mustafa Can, Dr. Yasin Cemal Galata ve Bünyamin Aksungur’un konuşmacı oldukları “Taşlara Kazınmış Türklüğe Adanmış Bir Ömür: SERVET SOMUNCUOĞLU” başlıklı anma programız ve bu bağlamdaki Dr. Yasin Cemal Galata’nın İlteriş Vakfı ve Somuncuoğlu  ailesinin desteğiyle yayına hazırlamış olduğu Servet Somuncuoğlu’nun ESKİ TÜRK YAZITLARI ATLASI’nın tanıtımıyla devam ettik.

Yoğun bir ilgi ve katılımla gerçekleşen programımız, Servet Somuncuoğlu’nun özgeçmişini anlatan video ve Servet Somuncuoğlu’nun 2009’da Süleymaniye Kürsümüzde verdiği konferansın açılışında Turan Yazgan Hocamız ile Servet Somuncuoğlu’nun, birbirlerinin kıymetini dile getiren konuşmalarından kısa bir kesitin yer aldığı video gösterimiyle başladı. Somuncuoğlu’nun videodaki “Turan Hocam beni anlayıp araştırmalarım için şevk ve cesaret vermeseydi bunları başaramazdım.” sözleri çok anlamlıydı.

 Ardından bir selamlama ve teşekkür için kürsüye gelen Servet Somuncuoğlu’nun eşi Nevin Somuncuoğlu, duygulu konuşmasında Türklük Bilimi için altın değerinde kalıcı çalışmalar yapmış eşinin bu şekilde vefa görmesinin ve çalışmalarıyla hep gündemde olmasının kendilerini son derece mutlu ettiğini söyledi.

Arkasından kürsüye çıkan konuşmacılarımız, yakında tanıdıkları, birlikte çalıştıkları, çalışmalarına tanıklık ettikleri, çalışmalarına değişik açılardan destek oldukları Servet Somuncuoğlu’nu, çoğu noktalarda keşişen aynı düşünce ve görüşlerle bizlere anlattılar.

SERVET SOMUNCUOĞLU TRT’DE TÜRKLÜĞE DEĞER VERİLMESİNİ SAĞLAYANLARDANDIR

İlk sırada söz alan ve oturumu da yöneten Dr. Yasin Cemal Galata, 2010 yılında TRT’de göreve başladığında Servet Beyle kesişen yolunun bugüne kadar hiç ayrılmadığını, ona saha çalışmalarında asistanlık yaptığını, Türklükle ilgili çalışmaların TRT’de pek rağbet görmediği o zamanlarda Türk Dünyası’ndaki taşlara yazılmış Türklüğü nasıl belgelediğini ve belgeselleştirdiğini ifade etti. Galata, Servet Somuncuoğlu’nun uçmağa varışından sonra arşivinde kalan ve kitaplaşamamış birçok çalışmalarını kitaplaştırdıklarını, son olarak da İlteriş Vakfı’nın büyük desteğiyle Eski Türk Yazıtları Atlası’nı Türklük Bilimi’nin hizmetine sunduklarını, ilerleyen süreçte elde kalan diğer çalışmaları da değerlendireceklerini ve dahası Servet Somuncuoğlu Belgeseli çekeceklerini ifade etti.

SERVET SOMUNCUOĞLU BİR TÜRK KAHRAMANIDIR

İkinci konuşmacımız İlteriş Vakfı Başkanı ve Türklük Bilimi Dostu, başta Servet Somuncuoğlu olmak üzere Türklük araştırmalarında yola çıkanlara maddi manevi büyük destek sağlayan, sağlamakta olan özverili bir Türk; Kaptan Mustafa Can’ın, Somuncuoğlu gibi bir dostu ve değerli bir Türklük Bilimciyi erken kaybetmenin acısını hâlâ yüreğinde yaşattığını her haliyle gösterdiği duygulu konuşmasına şu sözleri damga vurdu:

Türk tarihi büyük kahramanlar yetiştirmiştir. Bu kahramanlar her yerdedir ve gece gündüz çalışırlar. Doğdukları topraklardan başlayarak Asya’nın bozkırlarındaki gizemleri çözmek için yola düşerler.  Çankırı’da doğan ve dünya denizlerinde binlerce farklı insan tanıyan bir kardeşiniz, bir büyüğünüz olarak söylemeliyim ki, dünyanın hiçbir yerinde bizim kadar kahraman yetiştiren bir millet yoktur. Bu kahramanların bazılarıyla tanıştığım ve onlarla yol yürüdüğüm için kendimi şanslı hissediyorum. Bugün bizleri bir araya getiren Servet Somuncuoğlu işte böyle bir kahramandır. 2002’de onu tanıdığımda, bana heyecanla Türk Dünyası’yla ilgili projelerini anlattı. Bir gün bana söylediği şu cümleyi hiç unutamam: Var mısın? Birlikte bir taş atalım. Türk tarihi bunu bir çığ olarak anacaktır.”

ARTIK TÜRKİYE, TÜRK DÜNYASI VE DİĞER DÜNYA SERVET SOMUNCUOĞLU’NU KABUL ETMİŞTİR

Üçüncü konuşmacımız Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Servet Somuncuoğlu’yla 2005 yılı Aralık ayı başında tanıştıklarını ve 2003’e kadar ortak çalışmalar yürüttüklerini belirterek sözlerine başladı. Taşlara kazınmış binlerce yıllık Türklüğü büyük bir özveriyle kayda alan Somuncuoğlu’nun bunları tarih disipliniyle buluşturmak için ihtiyaç duyduğu danışmanlık ve çalışma arkadaşlığı ihtiyacıyla bir araya geldikleri Servet Somuncuoğlu’yla Kaptan Mustafa Can’ın destekleriyle gittikleri saha araştırmalarında birbirleriyle çok yakın dost oldukların belirten Taşağıl, sekiz yıllık yol arkadaşı Servet Somuncuoğlu’nun çalışkan, bıkmayan, usanmayan kişiliği ve çalışma disiplini hakkında tanıklıklarıyla ilgili çok değerli paylaşımlarda bulundu. Taşağıl; Türk tarihini göçler ve boylar üzerine inşa ettikleri bir tezi savunduklarını, bu kadar geniş bir coğrafyada göçen Türklerin gittikleri, yaşadıkları yerlere kaya resimleri çizdiklerini, yazıtlar bıraktıklarını belirterek, bunlar tarihimizin temel taşlarıdır. Servet Somuncuoğlu da binlerce kilometrelik sahada bunları resimleyerek Tür tarih tezinin temellerini oluşturmuştur dedi. Taşağıl, Servet Beyin dil bilmediği halde insanlarla gönül gözüyle ilişki kurduğunu ve onların gönlünü kazandığın belirterek onun insani ve bilge yönüne de dikkat çekti.

SERVET SOMUNCUOĞLU, KAFASINDA KURDUĞU PROJEYİ ANINDA UYGULAMAYA SOKARDI

Dördüncü konuşmacımız Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aca da TRT belgesel çekimlerine danışmanlık talebiyle yollarını kesiştiği Servet Somuncuoğlu’nu tanıklıklarıyla dile getirip değerledirdi.

Servet Somuncuoğlu, meslek yapmıyordu, Servet Ağabey yaşıyordu.Yani yaşadığı alanlar belliydi; orrada kendini anlamlı kılıyor, orada kendini değerli görüyor, orada ideallerine, hedeflerine ulaşmakta olduğunu düşünüyordu.”  Mehmet Aca; “Ben açık söylüyorum; üç gün üç gece uyuduğunu pek hatırlamıyorum. Sabahın beşinde geldiğimiz otelde, sürekli projelerden bahsederdi, sürekli yapılması edilmesi gereken şeylerden bahsederdi. Ben, Türkoloji camiasında nadir görmüşümdür; değişik ortamlarda bir araya geliriz. Projeler üretiriz. Şunu yapalım bunu yapalım diye aşk ili şevk ile konuşuruz, ama herkes dağıldıktan sonra, bunlar orada kalır. İşte Servet Ağabey’de ben şunu gördüm; ‘Yapalım’ dediği andan itibaren yapan birisiydi veyahut yaptıran, çevresindeki insanları buna motive edebilen ve o şevki o aurayı yaratan biriydi.” sözleriyle Servet Somuncuoğlu’daki çalışma şevkini ve bunu çevresindekilere aşılama özelliğini vurguladı.

HADİ AL SAZI BÜNYAMİN AĞABEY!

Son konuşmacımız, Somuncuoğlu’nun TRT’li ağabeyi, “İstanbul’da kaldığım 20 yıl boyunca bana hep ağabeylik yapmış, yol göstermiş, arka çıkmıştır.’ diye, saygıyla, övgüyle bahsettiği Türk Dünyası sanatçısı Bünyamin Aksungur da, Türklük sevdasıyla dolu iki insan, iki ülküdaş, iki dost olarak TRT’de çalışmalarına tanık olduğu Somuncuoğlu’yla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Aksungur, Servet Somuncuoğlu, çok geniş bir coğrafyada fotoğrafladığı kaya resimlerinin ve yazılarının aynılık ve benzerlikleriyle akademisyenlere Türk Birliği’nin kanıtlarını sunuyorsa, kendisinin de Türk Dünyası’nın çok farklı yörelerinde benzer ezgiler ve sözlerle dile gelen Türk ruhundaki birliğin kanıtların ortaya koyarak Türk milletinin bütünlüğünü sağlamaya çalıştığını belirterek, Servet bana “Hadi al sazı!”derdi, bende sazımı alıyorum deyip dombırasıyla Türk Dünyası’nın Servet Somuncuoğlu’nun da çok sevdiği gönüllerimizi birleştiren şarkılarını seslendirdi.

Servet Somuncuoğlu’nu anma programımız, Yusuf Yılmaz Araç, İsmail Demiray, Salih Güneş gibi öğretmen okulu, üniversite ve değişik kurumlardaki arkadaşları, çalışma arkadaşları ve diğer katılımcıların onu kıymetlendiren değişik açılardan özelliklerini anlatan tamamlayıcı konuşmalarla sona erdi.

Bir kere daha gördük ki Türk milletine olan büyük sevdasıyla, milletinin geleceğine ışık tutacak için ölmez eserler bırakan Servet Somuncuoğlu Türk milletinin gönlünde yaşamaya ve aydınlatmaya devam edecektir. Umarız onun izinden yürüyen nice Servetler gelir. Ruhu şad otağı uçmağ olsun.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.