RUSYA-UKRAYNA ÇATIŞMASI YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNE GİRİŞ Mİ?
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü faaliyetlerimize, 5 Mart 2022 Cumartesi günü
14.00’te, İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Doç. Dr. Gökmen
Kılıçoğlu’nun verdiği “Rusya- Ukrayna Çatışması Yeni Bir Dünya Düzenine Giriş mi?”
başlıklı konferansımızla devam ettik.
Doç. Dr. Gökmen Kılıçoğlu, konferansına, Rusya’nın uzak tarihinden yakın tarihine kadar üzerinde bulunduğu coğrafyanın savunma, yayılma ve güç dengeleri açısından kendine sağladıkları ve kaybettirdiklerini konumsal olarak incelediği bir yorumla başladı. Bu bağlamda devletleşmeye Kiev’de başlayıp sonra Moskava’da devam eden Rusların Ukrayna’yı ne coğrafya ne de tarihsel olarak kendilerinden ayrı görmediklerini ve hep hayati bir konumda algıladıklarını belirtti.
Kılıçoğlu, lehlerine olan düz coğrafyalarında son yüzyıllarda Sibirya’ya, Türkistan’a, Kafkaslara, Balkanlara kadar yayılabildikleri kadar yayılan Rusların, düşmanlarına da saldırma imkânı sunan bu coğrafyayı savunabilmek için çok güçlü olmanın gereğine bildiklerini ve bu konuda gerekli yapılanmayı oluşturduklarını söyledi. Kılıçoğlu, bu manada Çarlık ve Sovyet Rusyası döneminde kendi içinde, kontrolünde bulunan Ukrayna’nın Sovyetler sonrası bağımsızlık sürecinde en büyük tehdit olarak gördüğü ABD/Batı güdümüne girmesinden son derece rahatsız olduklarını söyledi.
Sovyetlerden sonra iki kutupluluğun bitmesiyle dünyanın yeniden yapılanma sürecini Hungtinton’un “Medeniyetler Çatışması”, Fukuyama’nın “Tarihin Sonu mu?” tezleri bağlamında jeopolitik ve teopolitik bir değerlendirmeye tabi tutan Kılıçoğlu, sonuçta ABD ve Batı’nın, liberal-bireyci sistemlerini mağlup gördükleri taraflara demokrasi getirmek ve benzeri söylemlerle yerleştirme mücadelesi başlattıklarını, bu manada harekete geçirdikleri dinamiklerle ve eylemlerle Rusya kapılarına dayandıklarını, hatta içine sızmaya başladıklarını belirtti. Kılıçoğlu, kendilerini Doğulu veya Batılı görmeyen Rusların da, uyandığı kış uykusuyla birlikte ortak eğilim, inanç, çıkar ve stratejilerini güçlü bir şekilde ayakta tutacak ve Rusya’nın kırmızı çizgilerini çiğnetmeyecek birikim ve güce sahip Putin liderliğinde karşı atağa geçip, dünyada bir güç olarak Rusya da vardır ve çıkarlarını korumak için her türlü eyleme hazırdır, kararlığıyla harekete geçtiğini söyledi.
Dünyanın hegoman gücü ABD’nin Sovyetler sonrası dönemde Orta Doğu, Afganistan ve benzeri yerlerde NATO’yu da harekete geçirerek yapmak istediği/ yaptığı müdahalelerin NATO üyesi güçlü Avrupa ülkelerinden yeterince destek alamadığına, iki kutuplu dünya düzeninden sonra Avrupa’nın birçok ülkesinin savunma harcamalarını aşağıya çektiğine; yani bir yerde NATO’nun gerekliliğinin sorgulandığı bir sürece girildiğine dikkat çeken Kılıçoğlu, egemenliklerini ve güçlerini büyük ölçüde silah ticaretinden elde eden odakların, Ukrayna meselesini, iç ve dış taraftarlarını yeniden düzenlemek amacıyla mı ısıttıkları ihtimalini de göz ardı etmemek gerektiğini söyledi.
Konumu itibarıyla Rusya ile Ukrayna’nın üzerinde durduğu coğrafyanın stratejik ve ekonomik olarak Çin, Avrupa Birliği Ülkeleri, ABD ve Türk Dünyası gibi oluşumların çıkarlarının birbirine girdiği, ana ulaşım ve ticari damarlarının üzerinden geçtiği göz önünde tutulduğunda, bu çatışmayı hiç kimsenin bir dünya savaşına götürmek istemediğinin görüleceğini belirten Kılıçoğlu, burada açıkça bir işgalci konumunda olan Rusya’nın, bir kısmı kendisinden olan diğer kısmı da kendisinden olması gereken Ukrayna’da bir yıkım yapmaktan ziyade, bir düzen bir ayar vermek niyetiyle stratejik ve temkinli ilerlediğini söyledi.
Kılıçoğlu, sonuç olarak, “yeni bir dünya düzeni mi ortaya çıkıyor” iddiası sorgulansa da, tarihsel süreçte çoğunlukla Batı’dan saldırıya uğramış Rusya’nın, bu algı ve tecrübesiyle, kendisi için bir tehlike gördüğü ABD güdümündeki NATO ve bu bağlamdaki Avrupalı güçlerin Ukrayna’da egemen olmalarına kolay kolay izin vermeyeceğini göstermekte olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
Kategori: Süleymaniye Kürsümüz