30. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI

27 Şubat 2022

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü faaliyetlerimize, 26 Şubat 2022 Cumartesi günü 14.00’te, İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Azerbaycan Milletvekili ve Milli Şairi Sabir Rüstemhanlı ile Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı’nın konuşmacı oldukları “30. Yılında Hocalı Soykırımı” başlıklı konferansımızla devam ettik.

Türk Dünyası’nın sorunlarına sahip çıkan sivil toplum kuruluşu temsilcileri başta olmak üzere nitelikli bir katılımla gerçekleşen konferansta açılış konuşması için kürsüye çıkan Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Genel Başkanı Közhan Yazgan, Türklerin yaşadığı coğrafyalardaki iktisadi kaynaklara sahip olmak isteyen sömürücü ülkelerin, her türlü imkanlarını kullanarak son iki yüzyılda Kafkasya, Anadolu, Balkanlar ve Türkistan’da Türklere uyguladıkları soykırımlara dikkat çekerek şunları söyledi. “ Türkiye, Azerbaycan ile Türkistan arasındaki ilişkilerin gelişme ihtimaline karşı önce Zengezur, Ermenilere peşkeş çekildi. Batı Türkistan coğrafyasının bağımsızlık kazanmasıyla, Rus ordusunun desteği ve Batı’nın göz yummasıyla Zengezur’dan geçişi zorlaştırmak için Azerbaycan topraklarının yüzde yirmi beşi daha işgal edildi. Böylece sömürü devam edecekti. Türkler kendi kaynaklarını kendileri kullanamayacaktı. Kısaca Hocalı Meselesi/Karabağ Meselesi katliamlarla gerçekleşen iktisadi bir meseleydi, geleceğimizle ilgiliydi, bir kaynak kullanım savaşıydı. Bu iktisadi savaşta, Ermenileri maşa olarak kullanan, onları kinle, nefretle, ölçüsüz gaddarlıkla şartlandıran Batılılar, yani ABD, Rusya ve Avrupa Birliği ve maşa olduklarını hâlâ idrak edemeyen Ermeni aydınları asıl sorumlulardır..”

Açılışta söz alan Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı, Osmanlı Türkiyesi’nde en şaşaalı dönemlerini yaşayan Ermenilerin, daha sonra Batılı emperyalistlerin kışkırtmalarıyla ülkelerine ihanet ettiklerini ve bilinen sonuçların yaşandığını dile getirerek Ruhlarını Yesevilerin, Yunusların, Mevlanaların, Hacı Bektaşların kodladığı Türklerin geninde soykırım asla yer bulmamıştır, dedi.

Konferans konuşmacılarımızdan Turan Hocamızın yakın dostu Azerbaycanlı milli şair ve milletvekili Sabir Rüstemhanlı, Hocalı Soykırımı ile en değerli sözleri yıllarca, defalarca Turan Yazgan Hoca’nın kurduğu bu kürsüde dinlediklerini hatırlatarak konuşmasına başladı. Ama o günkü sözlerle bugünkü sözler arasında büyük bir fark olduğunu; o günlerde kendilerinden çok küçük olan bir Ermeni devletinin Azerbaycan’ın topraklarını işgal altında bulundurduğunu, yıllarca AGİT ve benzeri kuruluşlardan medet beklendiğini, dünyaya sitemler edildiğini ama bir sonuç elde edilemediğini; bugünse Azerbaycan ordusu işgalci Ermenileri ezmiş, Ermeni yalanlarını ortaya çıkarmış, yalanın ebedi olamayacağını göstermiştir, dedi.

Hocalı Soykırımı konusunda kıymetli değerlendirmelerde bulunan Rüstemhanlı, Sovyetlerin dağılımıyla başlayan sürecin ilk yıllarında Prof. Dr. Turan Yazgan Hocanın girişimleriyle Kayseri’de gerçekleştirilen 1. Dünya Azerbaycanlıları Kongresi, KKTC’de gerçekleştirilen Türk Dünyası  Milletvekilleri Buluşması, ABD’de gerçekleştirilen Türk Dünyası’nın Meseleleri buluşmalarında Türk Dünyası Parlamentosu’nun kurulması, Türk Konseyi önerilerini; 2009 Azerbaycan Buluşmasıyla Türk Keneşi olarak şekillendiğini, 2021’deki Türkiye buluşmasında da Türk Devletleri Teşkilatına dönüştüğünü belirterek, bu adımlar Turan Hoca’nın ve o günkü öncü neslin öngördüğü şekilde gelişseydi, ne Hocalı Soykırımı olurdu ne de sonraki olumsuz gelişmelerle karşı karşıya kalırdık dedi. Rüstemhanlı, bu bağlamda bugün buraya hepinizin çok iyi bildiği Hocalı Soykırımını anlatmaya değil, başta Turan Yazgan olmak üzere bugün aramızda birçoğu bulunmayan Türk Birliği mimarlarına teşekkür etmek için geldim, dedi. 

Rüstemhanlı, onlarca yıldır  Hocalı Soykırımı’nı, Türkiye’de, İslam Konferanslarında, diğer dünya ülkelerinde anlatmak için çok yoğun bir çalışma içinde olduklarını ve belli ölçüde başarı elde ettiklerini; son yıllarda İKÖ’nün kararlarına girdiğini, onlarca ülke Parlamentosu’nda tanındığını belirterek, buna karşın Soykırımcı Ermenileri, soykırıldıkları iddialarıyla ilgili rakamları her yıl katlayarak dünyaya yaydıklarını, bu yalanların Kızılderili Soykırımı yapan ABD, Aborjin Soykırımı yapan İngiltere, Yahudi Soykırımı yapan Almanya, Cezayir Soykırımı yapan Fransa, Kafkasya, Kırım, Türkistan’da soykırımlar yapan Rusya gibi devletler tarafından desteklendiğini söyledi.

Rüstemhanlı, “ Ben Azerbaycan Milli Meclisi adına sizleri selamlıyorum. Azerbaycan Milli Meclisi Adına Türkiye’ye bir kere daha teşekkür ediyorum. Orada biliyorsunuz, ordularımızın birlikte resmi geçidi oldu. Bugün bile Türkiye Azerbaycan’dadır. Nuri Paşa’nın Azerbaycan’a gelişinden sonra ikinci defa 2020’de Türk ordusu Azerbaycan’a geldi. Yani biz Karabağ’ı azat ettikten sonra bugün Karabağ’da garantör olarak Rusya ile Türkiye birlikteler. Bunların hepsi çok büyük gelişmelerdir. Bizim hayal etmediğimiz, düşlemediğimiz şeyler bugün gerçekleşiyor. Bu, şunu gösteriyor ki, Türk Dünyası artık doğru yolunu bulmuş, Türk Dünyası artık geleceğini daha iyi görüyor. Türk Birliği, Türkiye-Azerbacan’ın sınırlarının/karayolunun açılması, Turan denilen büyük birlik ve Avrasya’nın sahibi olarak Türklerin yeniden boy göstermesi, dünyaya öz gücünü göstermesi, bu bizim hedefimizdi, ufuklarımızdı, inşallah buna doğru gidiyoruz.“ diyerek sözlerini tamamladı. 

Konferansımızın ikinci konuşmacısı olan Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı da sözlerine Turan Yazgan Hocamızın ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın Azerbaycan-Karabağ- Hocalı davasına sahip çıkıp seslendirmedeki üstün gayretlerine dikkat çekerek başladı. Rüstemhanlı, Kendilerinin ocakları, evleri olarak gördükleri TDAV’ın kurucusu Türk Birliği’nin çağımızdaki önde gelen mimarlarından Turan Yazgan’ın millete hizmet etmek için teşekkür beklenmez, bu bir sevdadır, bunun karşılığı olmaz, anlayışının kendilerine bir ışık olduğunu, bugün Türk Dünyası bir yerlere geldiyse bunun arkasında bu anlayışın bulunduğunu söyledi. 

Rüstemhanlı, son durağı Hocalı Soykırımı olan Ermeni canileri, ve onların arkasındaki ABD; Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya gibi gittikleri her ülkedeki milletleri soykırımdan geçirenlerin, Türkleri asılsız soykırımlarla suçlamalarının, büyük yalanlarının amacının kendi zulümlerinin üstünü kapamak olduğunu belirterek, Ermeniler kendilerine soykırım yapıldığını iddia ettikleri yerlerde bir tane toplu mezar, bunlarla ilgili elle tutulur bir tane gerçekçi kaynak gösteremiyorlar, hâlbuki kendilerinin Azerbaycan’da ve Anadolu’da Türklere-Müslümanlara yaptıkları soykırımın tanığı onlarca toplu mezar gün yüzüne çıkmıştır, dünyanın tarafsız bilim insanları ve yetkili ellerince bunun kanıtı olarak yüzlerce, binlerce belge ortaya konmuştur, dedi.

Bugün Avrupalıların, Batılıların haktan hukuktan adaletten bahsetmeye hakları yoktur; otuz yıldır Hocalı’ya adalet hissiyle yaklaşmadılar, adalet hissiyle yaklaşan tek ülke Türkiye’mizdi. Türk devletleri de yaklaşmadı, bir tek Türkiye’miz yaklaştı ve o adaleti sizler sağladınız; bu ‘anım günleri’nde bizlerle beraber oldunuz, derdimizi acımız paylaştınız. Bu paylaşım sonunda Karabağ Zaferi’ni getiren bir bağ oluşturdu…” diye sözlerine devam eden Rüstemhanlı, dünyada çok ilginç gelişmeler yaşandığını, bugün Ukrayna’da kardeşin kardeşi kırdığını ve İkinci Dünya Savaşı’nda Ukrayna’da Hatun Soykırımı’nı yapan Nazilere karşı omuz omuza savaşanların, şimdi birbirine düşmanlıkları sonucu oluşan zulümler sonucunca sığınmacı olarak Almanya kapılarına dayandığını söyledi.

Karabağ’da hâlâ kapanmayan yaralar olduğunu ve bunların akılcı dış politikalar ve duruşlarla halledileceğine inandığını belirten Rüstemhanlı, Karabağ Zaferi’nde doruğa ulaşan Türkiye- Azerbaycan kardeşliğinin artarak devam etmesi ve ortak acıların zafer sarhoşluğuyla unutulmaması, her zaman dile getirilmesi dilekleriyle sözlerini tamamladı.

Konferansımız, Moskova’dan gelen konuğumuz, DAK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abuzer Bağırov’un konu bağlamındaki bazı değerlendirmeleri ve Sabir Rüstemhanlı’nın Karabağ Şehitleri için yazdığı şiirini seslendirmesiyle tamamlandı.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.