Viyana’nın Türk Çehresi

Kendisi bir tarihçi olmamakla beraber, iyi bir tarih şuuruna sahip Sümer hocamız, doktora eğitimi için bulunduğu Viyana’da boş durmayıp, milletinin geçmişinden bulduğu izlerle, hoşumuza gitmese de, Avrupa’nın aynasındaki yüzümüze ışık tuttu.
Sümer’in, Viyana’da gözlemleyip, araştırarak bulduğu harita, minyatür, gravür ve tespit ettiği fotoğraflardan oluşan slaytlar, tarihimizin dönüm noktalarından 2. Viyana Kuşatmasının bıraktığı Türk izlerinin, maalesef bize gurur vermediğini gözlerimizin önüne serdi. Sümer’e göre Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, tam teşekküllü bir orduyla kuşatıp yakaladığı Viyana’yı / Kızıl Elma’yı her nasılsa, avucundan düşürmüştür. Türk’ün Avrupa’da kazandığı zaferleri burada durduran Batılı, kazandığı zaferi Viyana’da yüzyıllar boyunca yediği çörekten tutun, katedraller, meydanlar ve heykellere bir aşağılama bir nefret olarak resmetmiştir.

Sümer, Avrupalı, yetişen nesillerine, beşikten başlayıp bizi böyle gösterirken, son dalga Türklerin,  diplomatından işçisine, bu durumu artıya çevirecek bir görünüm sergilemediğinin de altını çizdi.

Türk korkusunu hâlâ genetik şuurunda taşıyan Avrupalının, Viyana’daki Türk’ün inancını yaşamasına bile direndiğini ifade eden Sümer, konuşmasını, fabrikadan dönüştürdükleri caminin, Avrupalı başına süpürgeyle vurduğu için cüce kalan minarelerinin öyküsüyle noktaladı.