Türkler ve Müslümanlık
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde 7 Şubat 2015 Cumartesi günü Kültür Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Durali Yılmaz “Türkler ve Müslümanlık” konulu bir konferans verdi.
Konferansın başında TDAV Gençlik Kolları adına Tuğba Ürekli, 13 Şubat 2009’da ebediyete yürüyen Azerbaycanlı şair, yazar ve fikir adamı Bahtiyâr Vahapzade anısına bir konuşma yaptı.
Konferansın takdim konuşmasını yapan İ. Ü. öğretim üyesi ve vakfımızın Kırgızistan Celalabat’taki Uluslararası Kırgız-Türk Prof. Dr. Turan Yazgan Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. İbrahim Akış, hocası olan Durali Yılmaz’ı eserleriyle tanıtıp değerlendirdi.
Durali Yılmaz, Türklerin Müslüman olurken isimlerini değiştirmediklerini, böyle bir akıl dışı uygulamayı evrensel bir din olan İslam’ın ruhuna aykırı gördüklerini belirterek, o günden bugüne Müslümanlığı böyle anlayıp anlatan önderlerin izinde yürüyerek karanlık gönüllere ışık olduklarını ifade ederek konuşmasına başladı.
Doğuşundan sonraki elli yılda büyük bir heyecanla Anadolu, Mısır, İran’da büyük bir alanda egemen olan Müslümanlığın, gerçek devlet teşkilatçılığına Türklerin /Karahanlılar’ın kendi dairesine girmesiyle kavuştuğunu ifade eden Yılmaz, bu görüşüyle Arab’ı horlamayı asla düşünmediğini, maksadının, binlerce yıllık Türk devlet teşkilatçılığının Müslümanların önemli bir kazanımı olduğunu vurgulamak olduğunu belirtti.
Müslümanlığın, özünü bozmayacak hiçbir kültür unsurunu dışlamayacağını, bu sebeple Türklerin Müslüman olurken elbette kültürleriyle de Müslüman olduklarına dikkat çeken Yılmaz, bu manada Türk bilgesi Hoca Ahmet Yesevisi’nin, mevcut kültürünü İslam’ın özüyle yoğurma anlayışının, öğrencileri Horasan Erleri Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Sarı Saltık gibi bilgeler ve bunların eğittiği alperenlerle gönülden gönüle ulaşıp sevgi ve hoşgörüyle Türkistan’dan balkanlara kadar yayıldığını söyledi.
Batı’nın kültür ve sanatının Hristiyanlık’la şekillendiği gibi, Türklerin mimarisinin, musikisinin, edebiyatının da Müslümanlık’la şekillenip yoğrulduğunu söyleyen Yılmaz, “Yiğit düştüğü yerden kalkar.” atasözümüzden öğüt alarak Batı karşısındaki aşağılık duygusundan kurtulup, düştüğümüz yerden kalkmalıyız diyerek konuşmasını tamamladı.
Kategori: Süleymaniye Kürsümüz