TÜRKİSTAN JEOPOLİTİĞİ VE TÜRKLERİ BEKLEYEN SAVAŞLAR
Fotoğraflar: M. Kemal Sallı
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü etkinliklerimize, 18 Ekim 2025 Cumartesi günü 14.00’te, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans salonunda, Prof. Dr. Sait Yılmaz’ın verdiği “Türkistan Jeopolitiği ve Türkleri Bekleyen Savaşlar” başlıklı konferansımızla devam ettik.
Prof. Dr. Sait Yılmaz, konu hakkındaki deneyim ve araştırmalarına dayalı yoğun birikimini yüksek değerlendirme süzgecinden geçirerek ortaya koyduğu bilgi, düşünce görüşleriyle bizleri lâyıkıyla aydınlattığı konferansında özet olarak şunları söyledi:
“ Jeopolitik, oyuncuların ve renklerinin değiştiği, her birinin rolleri değişken olan satranç oyunu gibidir. Bir zamanlar Orta Asya’da İngiliz ajanları Büyük Oyun içinde Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yerli halkları Rusya’ya karşı savaşa ikna ederek, bölgenin hâkimiyetini ele geçirmek istemişti. Bu oyun daha sonra Avrupa ve Ortadoğu’ya kaydı. Ama Büyük Oyun devam ediyor. Bu kez ABD, aynı oyunu dünya hegemonyası için oynuyor ama işi içinde İngilizlerin kendi oyun planları da var. Her coğrafyada farklı ajanlar ve kurgular yapılanıyor. Oyunun asıl sahası ve belirleyici alanı Asya-Pasifik olacak. Amaç, işgal ederek İngiliz imparatorluğunun bir benzerini kurmak değil, yeni bir dünya düzenini ulus-devletleri ortadan kaldırarak, zengin bir sınıfın yani küresel elitin kontrolüne vermektir. İngilizler Büyük Oyun’dan bugün de çekilmiş değiller. İngilizler Avrupa ve Avrasya’da kendi etki ve kontrol bölgelerini kurmaktadır. Söz konusu olan Avrupa’da yeni etki bölgeleri kurulmasıdır. Büyük Oyun, sadece diplomaside değil, savaş alanlarında ve istihbarat savaşlarında devam etmektedir. Avrupa Birliği Başkanı Ursula Von Der Leyen’in yakın zamanda söylediği; ‘Nostaljiye yer ve zaman yok. Güce dayalı yeni bir dünya düzeni için savaş hatları şu anda çiziliyor.’ sözleri durumu özetlemektedir. Son perdede tek dünya devleti kurulacak ve bu oyun Rusya ve Çin’i hedef alırken Türkistan ve Türk Dünyası bekleyen savaşların merkezinde olacaktır.
Türkiye jeopolitiğinin coğrafi tabanı Türkiye, Türk jeopolitiğinin ise Türk dünyası coğrafyasıdır. Türkçülük jeopolitiği, “birlik” düşüncesinden kaynaklanır. Bu birliğin temelinde etnik Türk kimliği ve dil birliği vardır.
Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte bu ortam yeniden doğdu ve önde gelen Türkçü liderler daha da güçlü bir Türk Birliği isteğini dile getirdiler. Ancak, 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’de Siyasal İslam’ın iktidara gelmesi ile birlikte ülke politikasının odağına İslamcı fikirler ve Orta Doğu’ya ilgi oturmuştur. Bununla birlikte, son yıllarda Türk devletleri arasında iş birliği oldukça artmıştır. Ancak, Avrasya jeopolitiği çok önemli gelişmeler yaşıyor, tarih hızlanmıştır;
– 2009 yılında kurulmuş olan Türkçe Konuşan Devletler İşbirliği Konseyi (diğer adı ile Türk Konseyi), 2021 yılında Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) dönüştürülmüştür.
– 2022 yılında Ukrayna’da başlayan savaş, Rusya’nın Avrupa ile olan bağlarına büyük darbe vurmuştur ve dikkatini daha çok Avrasya’nın doğusuna yöneltmesine neden olmuştur.
– Çin, tarihteki İpek Yolu’nun “Kuşak ve Yol Projesi” ile hayata geçirerek, eski imparatorlukların emperyal planlarını bir kez daha denemek istemektedir.
– Batı ise Çin ile kaçınılmaz Üçüncü Dünya Savaşı’na hazırlanırken, her ne kadar bu savaş bir hava-deniz savaşı olacaksa da Çin’in Batı sınırları ve özellikle işgali altındaki Doğu Türkistan için de sonuçları olacaktır.
Türk Birliği kurma hatta Türklerin birleşmesi düşüncesi 20. Yüzyılın başında büyük destek görmüştür. Ancak Türkler, yeni büyük oyuna hazır değildir.
Ukrayna’da Ruslar tuzağa düşmüş ve batağa saplanmıştır, yanlış hesaplardan dönmek için artık çok geçtir. Şimdi Batıda Putin’i neyin devireceğinden çok mevcut rejimin yerine ne geleceği, Rusya’nın dağılması sonrası konuşulmaktadır. Rusya Federasyonu haritası üzerinde içerideki milletler hapishanesinin kaç parçaya ayrılabileceği tartışılmaktadır. Avrasya’nın diğer emperyal gücü Çin’de ise Şi Cinping, 20. Komünist Parti Kongresi’nde üçüncü kez başkan seçildi ve Politbüro’daki muhaliflerini tamamen temizlemiştir. Batının Çin etrafındaki savaş hazırlıkları ise yavaş da olsa ilerlemektedir. Takvimler Tayvan’daki gelişmelere ayarlı olsa da saat çalışmaktadır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden beri yeniden doğmaya çalışan Türk Dünyası halen Rusya ve Çin’in kendilerine göre emperyal dünya düzeni kurma heveslerinin arasında kalmıştır. Türkiye ise Orta Doğu bataklığından çıkabilmek için bölünmeye razı edilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki geldiğimiz aşamada kısa vadede yeni Rusya coğrafyası ve mollaların İran’ı sonrası dönem için hazırlıklara başlamamamız ve Çin etrafındaki senaryolar için kendi vizyonumuzu ve rolümüzü belirlememiz gerekmektedir.”
Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz





