Savaşın ve Barışın Ustaları: Türkler
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde 20 Nisan 2019 Cumartesi günü saat 14:00’te, genetikçi, tarihçi yazar Fethiye Sarper Erdemgil, “Savaşın ve Barışın Ustaları: Türkler” başlıklı bir konuşma yaptı.
Almanya Türklerinden olan ve orada iktisat ve genetikbilim üzerine tahsil yapan Fethiye Sarper Erdemgil, bu bağlamda büyük dedesi Ahmet Cevdet Paşa’nın da tarihçi sosyal genlerini Atatürk’ün çizdiği Türk tarihçiliği yolunda hakikaten büyük bir sevdayla sürdürmeye çalışıyor, bununla ilgili
genetik ve tarih disiplinleriyle iç içe araştırmalar yapmaya devam ediyor.
Çocukluk yıllarından beri hep mensup olduğu milletin diğerlerini göre bir farlılığını gördüğünü ve bunun nedenini bulmaya çalıştığını belirten Erdemgil, eğitim ve araştırma sürecindeki ciddi tesadüf ve kırılmalar sayesinde bu konudaki ufkunun açıldığını söyledi. Erdemgil, bunun cevabını, genetik bilimin ışığında, 30 bin yıllar öncesinden bugüne gelerek, Türklükleri konusunda şüphe duymadığı Etrüskleri ve yansımalarını iyi tespit edip Türk tarihi üzerinde Atatürk’ten sonra oynanan oyunları görüp çağdaş dünyaya ve yükselişe giden yolumuzun nasıl karıştırıldığın görmekle bulabileceğimizi söyledi.
Genetik bilimin ışığında DNA’larımızı takip ederek on binlerce yıl önceye gittiğimizde, Türk atalarımızın “mamut avcıları” olduğunu görüyoruz diyen Erdemgil, o zamanlardaki insanların sadece yüzde onunun, yani atalarımızın, mamut avcısı olduğunu, diğer yüzde doksanını sahillerde midye toplamakla ömür geçirdiğini söyledi. Erdemgil, çünkü mamut avcılığı organizasyon, strateji ve cesaret isteyen bir iştir ki, atalarımız bu konuda son derece ustaydı, dedi.
Gen haritasına baktığımız zaman, Türklerin en gelişmiş gen olan R1b genini taşıdıklarını buna yakın R1a geninin de bizim dairemizde olduğunu belirten Erdemgil, bu geni taşıyan atalarımızın on binlerce yıl öncesinden başlayarak, önce “Midye Kültürü” daha sonraki dönemlerde de “Kast Kültürleri”ni yönetip egemen olduklarını söyledi.
On binlerce yıl önce dünyadaki iklim değişmeleriyle Avrasya’dan Amerika’ya geçmek zorunda kalan mamut avcısı atalarımızın, Amerika’daki Midye kültürleri üzerinde egemen olduklarını, bu bağlamda Kızılderili adı verilen Amarika yerlilerinde sadece Algonkinlerini bizimle aynı geni geni taşıdıklarını, diğerlerinden örneğin Mayalardaki benzerlik ve bulguların ise onları yöneten sınıf, yani atalarımız ilgisinde aramamız gerektiğini söyledi.
Türklerin Amerika’dan gelirken getirdikleri At’ın da, onların yönetici ve egemen olmalarındaki fonksiyonuna dikkat çekerek “Türk atı”nın ve atlı kültürün çok geniş coğrafyalara hızlı bir şekilde yayılmadaki önemini vurguladı.
Kuman adını verdiği atalarımızın en son Avrasya’ya dönüşte on bin yıl öncesinden başlayarak, bugünkü Çin Bölgesi, Göller Bölgesi (Hazar, Aral, Balkaş…) odaklı Avrasya’da yine yönetici özelliklerini koruyarak, fakat egemen oldukları toplumlarlara da gen vererek tarihi dinamiklerde eksen konumda olduklarını belirten Erdemgil, bu konuda ayrıntıya girmeden yakın bin yıllarda Anadolu, Balkanlar, İtalya Orta-Batı Avrupa ve İngiltere ve yakınındaki adalardaki etkinlikleri üzerinde durdu.
Bize öğretilen Greko-Roma baskın tarih eğitimiyle, Türkleri kopmlekse sokup planlı bir şekilde yok etmek isteyen Batı tarihçiliğini yanlışlığını Etrüsk DNA’sının Antakya-Kıbrıs-Anadolu’nun batısı, Ege Denizi, Trakya, Balkanlardan İtalya’ya; oradan Britanya’ya nasıl sıçradığını ve yakın bin yıllardaki işlevselliğini ortaya koyan Erdemgil, Batı’nın hep gerçeğin üzerini kapamaya çalıştığını ve Türkiye’deki tarihçiliği de bu yönde büyük ölçüde etkilediklerini söyledi. Erdemgil, Bu bağlamda Etrüsk eksenli
bulgulardaki Türklüğü ve bunun Avrupa’daki dip kodlamasını ortaya koyan Alman bilim adamı Eberhard Zangger’in nasıl Alman bilim disiplininden aforoz edildiğinin de altını çizdi.
Konferansını buna benzer bir dizi iddia ve örnekle sürdüren Erdemgil; Türklüğü yok etmek isteyen Vatikan odaklı dünya güçlerinin, Türk Eğitim Sistemi”yle onadıklarını ve Atatürk’ün dönemindeki egemenlik, efendilik temelli eğitim sistemimizi koloni eğitim sistemine çevirdiklerini söyledi. Erdemgil, bunun domino başının 1941’de Etrüsk tarihinin ders kitaplarımızdan çıkarılması olduğuna dikkat çekti.
Erdemgil konuşmasını, Eğitim Sistemimizi, Atatürk dönemindeki kodlarına döndürmenin milletimizin gelecekteki varlığının olmazsa olmaz koşulu olduğunu, bunun da Etrüskleri ders kitaplarımıza ve tarihçiliğimize bütün ilmî gerçeğiyle girmesiyle başlayacağını vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
Fetiye Sarper Erdemgil, dinleyicilerin konu bağlamındaki sorularını da cevaplayıp, okuyucularına “12 bin Yıllık Genetik Bilimin Işığında Savaşın ve barışın Ustaları: Türkler” adlı kitabını imzaladı.
Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz