Eski Türklerde Kağan ve Millet

23 Aralık 2018

Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde, 22 Aralık 2018 Cumartesi günü saat 14:00’te, “Eski Türklerde Kağan ve Millet” başlıklı bir konferans verdi.

Ahmet Taşağıl hocamız konuşmasına, akademik hayatına Turan Yazgan hocamızın idaresindeki Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı ile Kaptan Mustafa Can’ın desteklerine vurgu yaparak başladı. Türk tarihi alanında araştırma yapacak bilim adamlarına çok ihtiyaç olduğunu belirten Taşağıl, bu bağlamdaki genç araştırmacılara, tarihimizin daha doğrusunu yazabilmeleri için, internetin sunduğu imkânlardan da faydalanarak Çince başta olmak üzere Soğdca, Tibetçe, Sanskritçe, Brahmice, Toharca; bunun yanında paleontoloji, osteoloji, klimatoloji, antropoloji gibi tarih bilimine destek olacak disiplinleri de iyi öğrenmelerini tavsiye etti.

Ahmet Taşağıl, çok faydalandığı üstat tarihçilerimiz İbrahim Kafesoğlu ve Bahaddin Ögel’in eserlerinde Eski Türklerdeki “kağan” ve “millet” kavramlarıyla ilgili bir hayli bilgi bulunduğunu belirterek, kendisinin, daha sonra okuduğu Çin kaynaklarındaki bilgilerden de yola çıkarak bu konuda değerlendirmelerde bulunacağını söyledi.

Türklerin izlerini, MÖ 3000’lerden başlayarak Afanasyevo kültürüyle beraber takip edebildiğimizi belirten Ahmet Taşağıl, tabii ki bunun çok daha önceleri olduğunu, kendilerinin Servet Somuncuoğlu’yla ulaştıkları kaya resimlerinde 14000 yıla tarihlenen şekillere rastladıklarını, tarihimizin yeni araştırmalarını ışığında çok daha öncelere gideceğini söyledi.

Hunların birçok yönlerden çok daha sağlam devlet yapısının olmasına rağmen, bununla ilgili elimizde yeterince belge olmaması sebebiyle, değerlendirmelerini, daha çok belgeye sahip olduğumuz Göktürklerin yönetim modeli üzerinden yapacağını belirten Taşağıl,  MÖ 552’de kullanılmaya başlanan “Kağan” unvanı ve buna bağlı yönetim yapılanmasını ve boylardan oluşan “Töles”in/ halkın/ “budun”un yönetimle ilişkilerini sosyal ve tarihi hareketler bağlamında ele aldı.

Taşağıl, Türk tarihindeki kağan – millet – devlet yapılanmasındaki tarihi süreci de, ayrıntıya girmese de şu şekilde gösterdi:

  • İskitler/Sakalar
  • Büyük Hun Devleti
    • Avrupa Hun
    • Akhun
    • Kanglılar
      • Göktürkler
        • Kıpçak
          • Cengiz Devleti
          • Altınorda
          • Kazak Hanlığı
        • Türgiş
          • Oğuzlar
          • Türkmenler
        • Uygur
    • Çin’deki Hun
      • Tabgaç

Taşağıl, Türk devlet yapısındaki öne çıkan yönetici unvanlarını da, başta “Kağan”; buna bağlı kanat yöneticiler “Katun” ve “Yabgu”; sonra Kağan’ın altında “Şad” ve devamında “Çor”, “Tegin”, “Apa”, “Tarkan”, “İlteber”, Tudun”, “Erkin”…olarak sıraladı.

Avrasya bozkırlarında kurulan Türk devletlerinin “doğu” ve “batı” olarak ikiye ayrıldığını; bunun iki ayrı devlet değil, coğrafyanın genişliğinden dolayı milletin daha kolay idare edilebilmesi için düşünülmüş bir sistem olduğunu belirten Taşağıl; güneşin doğduğu tarafın sıralamada batıya göre üstün konumda olduğunu söyledi.

Kağan’ın millete karşı; bakıp gözetmek, doyurmak, boyları bir arada tutmak ve düşmana karşı korumak gibi görev ve sorumlulukları olduğunu belirten Taşağıl, bu görevler, bilgelik, erdem, adalet cesaret, güç ve milli değerlere bağlılıkla yerine getirilmediği zaman, diğer yöneticiler ve halkta itaatsizlik, bozulma ve isyana yol açtığını söyledi.

Ahmet Taşağıl; Türklerde kağanın “kut” sahibi olarak görüldüğünü, bu sahipliğin de adalet, erdem, bilgelik, cesaret ve özüne bağlı olmakla devam devam ettiğini belirterek, kağanın yabancılara fazla yakınlık göstermesinin, yabancıları halkın içine fazla sokmasının, soğuk-sıcak etkisiyle yaşanan doğal afetlerin ve kıtlıkların kutsuzluk olarak görülüp başkaldırı ve dağılmalara sebep olduğuna dikkat çekti.

Eski Türklerde kağan-halk ilişkilerini Göktürk tarihi odaklı ilginç örneklerle ele alan Ahmet Taşağıl, sonuç olarak; maddi ve manevi yönden güçlü kağanın milleti güçlü kıldığını, halkının saygısını ve güvenini kazandığını, ülkesine bolluk ve barış getirdiğini; aksi takdirde milletin bölünüp zayıflamasının düşmanın da bundan sonuna kadar faydalanmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek konferansını  tamamladı.

Dinleyicilerinden gelen soruları da cevaplayan Ahmet Taşağıl, konferansını ardından okuyucularına, Eski Türk Tarihi konusunda yazdığı “Eski Türk Boyları”, “Gök Börinin İzinde”, “Bozkırın Kağanlıkları”, “Kök Tengrinin Çocukları”, “ Gök Türkler” gibi birbirinden değerli kitaplarını imzaladı.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.