ÇOCUKLARIMIZA NEDEN TÜRKÇE ADLAR VERMELİYİZ
İ. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü konferans salonunda yürüttüğümüz Turan Kültür
Merkezi Süleymaniye Kürsüsü 2025-2026 dönemi etkinliklerimize 11 Ekim 2025 Cumartesi
günü Dr. Muhsin Kadıoğlu ile Dr. Neşe Işık Kadıoğlu’nun verdikleri “Çocuklarımıza Neden
Türkçe İsimler Vermeliyiz” başlıklı konferansla başladık.
“Çocuklarımıza Neden Türkçe İsimler Vermeliyiz?” başlıklı konferansta Dr. Öğr. Üyesi Neşe
Işık Kadıoğlu, özet olarak şunları söyledi:
İnsanlık tarihinde ilk verilen adlar ve ad verme şekilleri birbirlerine benzese de sonraki
dönemlerde toplumların kültürleri farklılaşmaya başlayınca ad verme gelenekleri de
toplumdan topluma farklılık gösterir hale gelmiştir. Ad verme bütün toplumlarda var olan
evrensel bir insan gerçeği olmasının yanı sıra verilen adın seçiminde belirleyici olan değer
yargıları, inanç ve tasarımlar, bir milletin kendine has dünya görüşünü, etik değerlerini,
yaşam biçimini göstermesi bakımından toplumların kültürlerini yansıtan ayna gibidir. Ad
verme, tarih boyunca her topluluk ve toplumun yapı ve anlayışına uygun bir şekilde zaman
içinde çok aşamalı, her aşaması sayısız gelenek, görenek ve uygulamalardan oluşan bir
folklor olayına dönüşmüştür. Ad verme halk biliminin yanı sıra dilbilim ve kültür tarihi
çalışmaları açısından önem taşımaktadır.
Ad insanın toplumsal ve bireysel kişiliğinin yansıtan bir simge olduğu için, yeni doğan bir
çocuğa gelişigüzel bir ad konulmaz; adın taşıdığı anlamın çocuğun karakterini, kişiliğini,
geleceğini, toplum içindeki yerini ve başarısını damgalayacak, biçimlendirecek simgesel bir
öz taşımasına özen gösterilir. Bu inanış ebeveynlerin ad seçme tutumlarını etkilemektedir.
Aileler, çocuklarının geleceklerini şekillendireceğine inandıkları adı seçerken çok farklı
değişkenleri göz önünde bulundurmaktadır. Çocuğa ad verme süreci genellikle bebek
doğmadan evvel başlar, ad verme süreci kimi zaman bebek doğduktan bir süre sonra da
devam eder . Seçilecek adın bir ömür boyu taşınacak olması, ad seçimini her toplum ve her
dönem için önemli bir hâle getirmiştir. Her toplum, bünyesine katılan yeni bireylerine kendi
dünya görüşünü yansıtan adları verir.
Diğer konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Muhsin Kadıoğlu da “Tarihi Türk İsimleri” adlı eseri
yazma sebeplerini anlattıktan sonra Çince kaynaklardan alınan isimlerin
Türkçeleştirilmesinde yöntem birliği sağlandığında Türk isimlerinin daha doğru
anlaşılabileceğini belirtti. Osmanlı aydınlarının yabancı isimleri Türkçeleştirmesine dair
örnekler verdi. “Tarihi Türk İsimleri” adlı eserin bitmediğini, gelecekte yapılan çalışmalarla
daha da zenginleşeceğini beliirten Kadıoğlu, çocuklara verilen isimlerde anlamlı Türkçe
isimlerin azaldığını nüfus istatistiklerinden ortaya koydu.
“Kız çocuklarına verilen Türkçe isimler yüzde 26’ya, erkek çocuklarına verilen Türkçe isimler yüzde 40’ın altına düştü. Bu bir alarm zilidir.” vurgusunun yapıldığı konferansın
ardından pek çok dinleyici Neşe Işık Kadıoğlu ve Muhsin Kadıoğlu’na kitaplarını imzalattılar.
Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz





