ATA TOPRAKLARINDAN MİSAKIMİLLÎ’YE SURİYE

05 Ocak 2025

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü 2024-2025 dönemi etkinliklerimize, 4 Ocak 2025 Cumartesi günü 14.00’te, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, araştırmacı, gazeteci Bekir Atacan’nın verdiği “Ata Topraklarından Misakımillî’ye Suriye” başlıklı konferansımızla devam ettik.

Bekir Atacan konuşmasının birinci bölümünde, bugün Suriye adıyla anılan toprakların MÖ’ki bin yıllardan başlayarak Türklerin yerleştikleri bir coğrafya olduğu hususunda çok geniş bir tarih özeti sundu. Atacan bu hususu, Türklerin daha sonraki dönemlerde değişik dalgalarla  gelerek Şam yakınlarındaki Golan adını verdikleri bölgeyi yurt tutmaları, Halep şehrini kurmaları, Hama, Beyrut şehirlerinin adının Türkçe  olduğu; Selahattin Eyyubi’nin  Türklüğü, Osmanlı’ya kadar Suriye’nin de içinde bulunduğu Memluk Devleti’nin, Ed Devletü’t Türkiyye diye anıldığını, Osmanlı Devleti döneminde de birçok Türk boyunun sürgün ve diğer sebeplerden dolayı buralara yerleştirildiği gibi birçok kanıtlarla açıklayarak ortaya koydu. Buna bağlı olarak kimsenin Suriye’nin bir Türk yurdu olmadığını iddia edemeyeceğini belirten Atacan, 1071’de Malazgirt’le birlikte Türklerin Anadolu başta olmak üzere Orta Doğu’ya geldikleri iddiasının, bizi bu topraklardan çıkarmayı kafalarına koyan emperyalist Batı’nın uydurduğu kocaman bir tarih yalanı olduğunu söyledi.

Bekir Atacan konferansının ikinci bölümünde Suriye’nin son yüzyıldaki tarihsel gelişmelerine, özellikle Fransızların 1946’da Suriye’yi terk etmelerinden sonra kurulan Suriye Cumhuriyeti’nin bugüne kadarki tarihini oluşturan dinamiklere değindi. Baas Rejimi iktidara gelene kadar ülkede çıkan 16 isyanın 14’ünü Türk generallerin yönettiğini belirten bunun Türk gücünün Suriye’deki göstergesi olduğunun altını çizen Atacan, Baas’tan sonra özellikle Hafız Esat ve Beşar Esat dönemlerinde Türk kimliğinin ve Türkçenin büyük baskı altına alınıp silinmeye çalışıldığını, fakat hiçbir zaman yok edilemediğini, yok edilemeyeceğini söyledi.

Suriye’deki Kürt varlığı gerçeğine de değinen Atacan, bunun1914’e kadar %4’ü geçmediğini ve bir etkilerinin olmadığını belirterek son onlu yıllarda Suriye’ye dışardan taşınan Kürtlerin 600 binine Esat’ın Türkiye’ye karşı savaşmaları şartıyla vatandaşlık verdiğini söyledi. Atacan, zaten son zamanlardaki emperyalist oyunlardan önce de Suriye’de bir Kürt sorunu olmamıştır dedi.

Suriye’de 2011’den günümüze kadarki iç savaşın, HTŞ’nin başını çektiği çok değişik görüş ve  idealleri sahip muhalif güçlerin Esat Rejimini devirmesiyle bugünkü durumu ortaya çıkardığını; HTŞ’nin başındaki Türkiye’nin de desteklediği Muhammed Colani/ Ahmet el Şara’nın geçici hükümeti kurduğunu belirten Atacan, Türkiye ‘nin HTŞ’yi desteklemediğini, başındaki kişiyi geçici istikrar ve kurulum için desteklediğini söyledi.

Türkiye’nin bugün yürüttüğü Suriye politikasının doğru bir yönde olduğunu belirten Atacan, konuşmasını Türkiye’nin kendi güvenliği ve oralardaki Türk varlığının korunması için sadece Suriye’de değil, Lübnan, Gazze, İran’da da etkili ve kurucu bir politika izlemesi ve gücünü hissettirmesi gerektiğini vurgulayarak tamamladı.

 

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.