Yükselen Kurlar ve Ekonomimiz
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü konuşmalarımıza, 21 Ocak 2017 Cumartesi günü 14.00’te, Türk maliyesinin üstatlarından Kadir Boy’un verdiği “Yükselen Kurlar ve Ekonomimiz” başlıklı konferansımızla devam ettik.
Kadir Boy, konuşmasına çok kötü geçen 2016 yılından sonra, kötü başlanan 2017 yılının uyandırdığı endişeye dikkat çekerek ve buna rağmen iyimser bir yaklaşımla verimli ve huzurlu bir yıl dilekleriyle başladı.
Ekonomi deyince, özellikle son 15 yılda, çoğunluk dönemlerde ekonominin gündeme tam oturduğunu hatırlamadığını belirten Kadir Boy, ekonomin ancak döviz kurlarının agresifleştiği, ”Borsada ne oluyor?” dendiği, faizlerin tepetaklak olduğu ve aşırı yükseldiği bazı dönemlerde, milletimizin –maalesef- gündemine giriverdiğini; hâlbuki ekonominin sürekli gündemde olmasının, gelirimizin giderimizin netleşmesinin, dış ticaretten para kazanmamızın, dış ticaretin açık vermemesinin, bütçemizin açık vermemesinin ve dış ticari açığımızın finanse edemediğimiz bakayasının da az olmasının gerektiğini söyledi.
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde, son 15 yıldaki ekonomimizi özellikle mercek altına alan Kadir Boy, sadece bu dönemi ele almanın ekonomimizi anlamamıza yetmeyeceğini belirterek, Cumhuriyet’imizin kuruluşundan son döneme gelene kadarki ekonomik göstergelerimizi de özetledi. Boy, gerek 2002’ye kadar gerekse 2002 sonrası dönemdeki ekonomik durumumuzu tarafsız bir bakış açısıyla ve rakamlara takla attırmadan hazırladığı mali tablolar aracılığı ile gözler önüne serip, karşılaştırmalı bir şekilde analiz etti.
Konuşmasının son bölümünde bugün, Türk kamuoyunu büyük endişeye sevk eden döviz kurlarındaki yükselmenin, tespit edip bunlardır diyebildiği iç ve dış sebepleri aşağıdaki başlıklar altında sıralayıp açıkladı ve sonuçlarını ortaya koydu:
Dış sebepleri:
- ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın açıklamalarının yarattığı belirsizlikler.
- ABD Merkez Bankası (FED) nın beklendiğinden daha agresif faiz artırma ihtimali.
- ABD Başkanı Trump’ın, hem Gelir hem de Kurumlar Vergisine ilişkin çok ciddî vergi indirimleri vaadinde bulunması (Bunun ekonomiye canlılık getireceği ve doları güçlendireceği).
- ABD Kökenli çokuluslu şirketlerin yurt dışındaki paralarının, tekrar ABD’ye dönmeye başlaması ve bu süreceğin artacağı beklentisi.
- Sıcak paranın çekiliyor olması.
- Kredi değerlendirme kuruluşu FİTCH’in 27 Ocak 2017’de açıklayacağı kararında Türkiye’nin notunu indirebileceği endişesi.
- Dünyanın en kırılgan 5 ekonomisinin ilk 3’ünde bulunmamız, dünya dengelerinin bozulmasının Türkiye’yi diğer ülkelere göre daha çok etkiliyor olması.
İç Sebepleri:
- Cari açık ve bunun finansmanında yaşanacak tıkanma.
- Reel sektörün döviz açık pozisyonu.
- Kamunun, özel sektörün ve hane halklarının aşırı borçluluğu.
- Faizlerin indirilmesi, yükseltilememesi.
- Ekonomide çok başlılık.
- C. Merkez Bankası’nın kurdaki hareketliliği frenleyemeyeceği endişesi.
- C. Merkez Bankası ve ekonomi otoriterlerinin sanki kurun geldiği noktayı normal karşılıyorlarmış gibi algılanması.
- Ekonomimizin, dövize ve yabancı sermaye girişine olan bağımlılığı.
- C. Merkez Bankası’nın serbestçe kullanabileceği rezervlerin azlığı.
- Döviz arz ve talebindeki dengesizlik.
- Tasarruf açığı.
- Yeni bir ekonomi modelinin hazırlanıp yürürlüğe sokulamaması.
- 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü.
- Demokrasi ve Yargı Sistemimizin iç ve dış aktörlerde yarattığı güvensizlik.
- Bölücü terör.
- Irak ve Suriye’de devam eden askerî faaliyetler.
- Başkanlık Referandumu.
Son olarak “Çözüm ne olabilir?” sorusuna cevap vermeye çalışan Kadir Boy, ekonomideki çok başlığın ortadan kaldırılmasının, yapanın ve uluslararası piyasaların inanacağı yeni bir Makro Plan hazırlanmasının ve bunun referandumdan hemen sonra tam yetkili bir ekonomi yöneticisi tarafından yürürlüğe konmasının, iç ve dış piyasalarda olumlu sonuçlarının mutlaka görüleceğini vurgulayarak sözlerin tamamladı.
Kategori: Süleymaniye Kürsümüz