Türk Dünyasının Vizyon Arayışı

21 Haziran 2013

11. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi “Türk Dünyasının Vizyon Arayışı”

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın Kırgızistan’ın Calalabat şehrindeki İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi Türk Dünyası Celalabat Fakülteleri tarafından, 2003 yılından bu yana her yıl, geleneksel olarak düzenlenmekte olan “Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi” 10-16 Haziran 2013 tarihleri arasında Kırgızistan’ın güneyindeki Celalabat şehrinde İktisat ve Girişimcilik Üniversitesinin ev sahipliğinde büyük bir coşku ile gerçekleştirildi.

İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi (Kırgızistan), Sakarya Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi, Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi (Azerbaycan), Kızılorda Korkut Ata Devlet Üniversitesi (Kazakistan) olmak üzere 4 ülkenin (Kırgızistan- Türkiye- Azerbaycan- Kazakistan) 6 üniversitesinin işbirliğiyle ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın desteğiyle düzenlenen “Türk Dünyasında Vizyon Arayışı” isimli kongrenin açılışı, 12 Haziran 2013 saat 10:00’da İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi ana binasında yapıldı. Açılışa ilgili ülke ve üniversitelerden önemli bilim adamları, devlet adamları ve iş adamları katıldılar.

Açılış konuşmasında katılımcılara: “Ana Vatan’dan Ata Vatan’a hoş geldiniz!” diye hitap ederek başlayan İktisat ve Girişimcilik üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kantörö ŞARİPOVİÇ, sözlerine;

Türk Dünyasının günümüzde yaşadığı sorunların tanımlanmasında ve çözüm önerilerinin üretilmesinde sosyal bilimlerin sağlayacağı katkıların önem ve gereği ortadadır. Zira sosyal bilimlerin öncelikli ilgili alanı, toplumların hemen her alanda yaşadıkları sorunların nedenlerini ortaya çıkaracak araştırmalar yapmak ve bu nedenleri sistematik biçimde ortaya koymaktır.

Önceki yıllarda gerçekleştirilen Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongrelerinde 1990 sonrası şekillenen yeni Türk coğrafyasının siyasi, idari, ekonomik, kültürel ve sosyolojik verileri çıkarılarak mevcut şartlarda Türkiye ve Türk Dünyası ilişkileri tartışmaya açılmıştı. Zira dağılma sürecinin sona ermesiyle birlikte özellikle Türk Cumhuriyetleri uluslaşma, devletleşme, liberalleşme, demokratikleşme, kurumsallaşma, özelleştirme sürecine girmişler ve bu süreç içerisinde hukuk sistemi, siyasal sistem, finansal sistem, eğitim sistemi, sağlık sistemi konularında ciddi ve büyük sorunlar ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu çerçeveden bakıldığında 11. sini düzenlediğimiz Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, bölge ülkeleri ve özellikle Kırgızistan açısından çok önem arz etmektedir.” diye sürdürdü.

Şaripoviç, kongrenin, İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi’nin 20. Kuruluş yıl dönümüne denk getirilerek yapılması çerçevesinde, tüm üniversitenin akademik personeli, idari personeli ve öğrencilerinin bayramını kutlayıp hayırlara vesile olmasını temenni ederek, sözlerini;

Bugün Üniversitemizin kuruluşunun resmi gazetede yayınlanmasının üzerinden 20 yıl geçti. İktisat ve girişimcilik Üniversitesi bu 20 yıllık süreci çok zor şartlardan geçerek bu günlere taşıdı. Bugün geldiğimiz noktada artık kuruluş aşamasını büyük ölçüde tamamlamış ve Kırgız Yükseköğretim hayatında önemli bir yere sahip olmuş durumdadır. Tabi Üniversitemizin uluslararası bir eğitim kurumu olmasına Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın kurucusu rahmetli Prof. Dr. Turan YAZGAN Atamızın katkısının çok olduğunu biliyoruz. Bu gün 20. Yıldönümümüzde ve kongremizin açılışında bizleri yalnız bırakmayan Turan Atamızın oğulları Közhan ve Karahan YAZGAN’a çok teşekkür eder görevlerinde başarılar dilerim.” diye noktaladı.

Kongre açılışına Kırgızistan’dan Kırgız Cumhuriyeti Meclis Başkan Yardımcısı, Kırgız Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakan Yardımcısı, Kırgız Cumhuriyeti Suudi Arabistan Büyük Elçisi, Oş ili Valisi, Celalabat ili Valisi, Celalabat ili Belediye Başkanı ve Kırgızistan’ın değişik Üniversitelerinden rektörler ve akademisyenler katıldılar.

Türkiye’den ise Türk Dünyası Araştırmaları vakfı Genel Başkanı Közhan YAZGAN, Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz KILINÇ, Niğde Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ramazan TAŞDURMAZ, Balıkesir Üniversitesi eski Rektörlerinden Prof. Dr. Necdet HACIOĞLU,  Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Bakü İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyyüp AKTEPE başta olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversiteden akademisyenler katıldılar. Açılışta protokolde bulunanlar sırasıyla kısa birer konuşma yaparak kongrenin başarılı bir şekilde geçmesini temenni ettiler.

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfını temsilen bir konuşma yapan Prof. Dr. Ramazan TAŞDURMAZ, kongrenin önemini;

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Sovyetlerden ayrılan beş bağımsız cumhuriyetin (Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan) tamamı Türkçe konuşan halklardan oluşuyordu. Türkiye Türkleri ve bölge halklarının ortak dini, tarihi ve kültürel bağları, uzun bir aradan sonra “Türk Dünyası” kavramını anlamlı ve değerli hale getiriyordu. Ne var ki, tüm iyi niyetli çalışmalara rağmen, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bugün, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne “Büyük Türk Dünyası” hayalinin çok uzağındayız. Dahası bu dünyanın temellerini oluşturacak sosyal, ekonomik, politik ve teknolojik işbirliklerinin önünde “Çin Seddi” gibi duran dahili ve harici kaynaklı engellerin ortadan kaldırılması noktasında sahip olduğumuz entelektüel birikim nedir”? Dolayısıyla Türk Dünyası olarak vizyon arayışımızda hep beraber iş birliği içerisinde hareket etmemiz kaçınılmazdır.” sözleriyle vurguladı.

10’dan fazla ülkeden Türk Dünyası üzerine çalışmalar yapan 200’e yakın akademisyen bir araya geldiği Kongre, açılıştan sonraki aşamada, katılımcıların bildiri sunumları ile oturumlar halinde devam etti. Bu bağlamda kongrede, Coğrafya, Çevresel Sorunlar ve Sağlık, Din Bilimleri, Eğitim Bilimleri, Ekonomi, Felsefe, Finans,    Girişimcilik ve Küçük İşletmeler, Hukuk,  Kamu Yönetimi, Maliye, Muhasebe, Üretim Yönetimi ve Pazarlama, Psikoloji, Siyaset Bilimi, Sosyoloji, Spor,  Tarih, Töre Bilim ve Ahlakî Değerler, Turizm, Türk Dili, Türk Kültürü, Uluslararası İlişkiler, Yönetim ve Organizasyon alanlarında, 97’si Türkiye Türkçesi, 90’ı Kırgız Türkçesi ve diğer Türk lehçeleri olmak üzere toplam 187 adet bildiri sunuldu.

Akademisyenler dışında Türk Dünyasının farklı yerlerinden gelen bir kısım devlet adamı, şirket yöneticisi, yazar ve sanatçı da kongreye katılıp düşüncelerini ve birikimlerini katılımcılar ile paylaşma fırsatı buldular.

Kongrenin kapanışı, yine akademisyenlerin katılımı ile 13 Haziran 2013 saat 17:30 da gerçekleştirildi. Kapanışta Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Közhan YAZGAN ve Üniversite Rektörlerine, ev sahibi İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kantörö ŞARİPOVİÇ, geleneksel Kırgız kalpağı ve çapanı; diğer tüm katılımcılara da Kırgız kalpağı giydirdiler. Bir bayram havasında geçen Kongre, geleceğe yönelik kararlı dilek ve temennilerle sona erdi.

Katılımcılara, kongre vesilesiyle Kırgızistan’ın tabiat güzelliklerini, tarihi mekanlarını da gezip tanıma fırsatı sunuldu.

Kongrede sunulan bildiriler ve yapılan tartışmalarla:

  1. Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerini kardeş ülkeler olmaları çerçevesinde, özellikle aralarında ekonomi alanlarında işbirliği sağlayarak fikir alış verişinin imkanlarını geliştirmeleri ve bu bağlamda bir vizyon oluşturmasının gereği ortaya konulmuştur.
  2. Kongreye yalnızca akademisyenlerin değil; onlar ile birlikte özellikle devlet yetkililerinin mutlaka katılması beklenmektedir. Zira kongrede tartışılan sorunların ve üretilen çözümlerin birçoğunun muhatabı doğrudan devlet yetkilileridir. Akademisyenler araştırmalarını, çözümlerini, bilgi ve birikimlerini,  siyasiler,  bürokratlar,  teknokratlar ile paylaşmak sureti ile eyleme aktarıldığını görmek arzusundadırlar. Bu nedenle devlet yetkililerinin kongrede hazır bulunmalarının önem ve gereğine vurgu yapılmıştır.

“Dilde, Fikirde ve işte birlik” sözünün şiar olmaktan çıkarılıp Türk Dünyasının birlik ve beraberliği için atılması gereken adımların artık vakit kaybedilmeksizin atılması gerektiği vurgulanmıştır. Bunun için öncelikle “dilde birliğin sağlanması”  gerektiği görüşü ağırlık kazanmıştır. İlk somut adım olarak, çalışmaları çok eskiye dayanan ancak bir türlü başarılamayan “alfabe” birliğinin bir an önce gerçekleştirilmesi gereğinin altı çizilmiştir. Bu bağlamda her alanda iş birliği ve birlikteliğin, Türk Dünyasında ortak bir dil kullanılarak sağlanacağı sonucuna varılmıştır.

 

 

Etiket:

Kategori: Sosyal Bilimler Kongresi

Comments are closed.