Prof. Dr. Dr. Arslan terzioğlu’na Saygı Günü

17 Mart 2019

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü programlarımızı, 16 Mart 2019 Cumartesi günü saat 14:00’te, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle düzenlediğimiz, Türk Tıp Tarihi ve Deontoloji alanında dünya çapında tanınan bilim adamımız “Prof. Dr. Dr. Arslan Terzioğlu’na Saygı Günü”ümüzle sürdürdük.

Terzioğlu’nun ailesi, yakınları, meslektaşları ve gönül dostlarımızın katıldığı programımız Prof. Dr. Dr. Arslan Terzioğlu’nun hayatından kesitlerin canlandırıldığı sunumla başladı.

Programın açılışında söz alan İstanbul Milliyetçi Hekimler Derneği başkanı Prof. Dr. Orhan Gedikli, Türk Tıp Bayramı münasebetiyle Arslan Terzioğlu’nun hizmetlerine vurgu yapan bir konuşma yaptı. Orhan Gedikli, öncelikle Yeni Zelenda’da Müslümanların ibadethanelerine yapılan ve 50’ye yakın Müslümanın şehit edilmesini bir insan, bir Müslüman Türk ve bir hekim olarak en şiddetli bir şekilde kınayarak sözlerine başladı.

 Tıp Bayramı’nın, aslında,  tıp öğrencilerinin, Dr. Hikmet Boran ve Yusuf Beylerin öncülüğünde, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İstanbul’u işgal eden İngilizleri protesto etmek için, işgalden bir ay sonra,  14 Mart 1919’da Tıbbıye-yi Şahane’de düzenledikleri toplantının yıldönümü olduğunu belirten Gedikli, bu bağlamda, Türk doktorlarının savaşta ve barışta insanlık ve milletleri için ortaya koydukları gayret fedakârlık ve cesaretlerini dile getirdi. Selçuklu ve Osmanlı dönemi şifahaneleri ve tıbbını da kısaca değerlendiren Gedikli,  Sözü Arslan Terzioğlu hocamızın çalışmalarına bağladı. Gedikli, çalışkan bir Türk genci olarak başarılı bir eğitim hayatından sonra Türk Tıp Tarihi ve deontoloji alanlarında büyük ve önemli çalışmalara imza atan Terzioğlu Hocanın da, örnek bir hekim ve bilim insanı olarak tıp camiasında ve bilim tarihinde hizmetlerinin unutulmayacağını, eserleriyle yaşayacağını söyledi.

 Açılışta ikinci sözü, Almanya’da IKG-Kültür, Tarih ve İntegrasyon Arastırmaları Enstitüsü Müdürlüğünün yanı sıra Alp Media Yayın Grubu‘na bağlı Birlik, Neue Ekonomi ve Intagrasyon adlı gazete ve dergilerin de yazı işleri müdürlüklerini yürüten Dr. Latif Çelik aldı. Çelik, yükseköğrenimini ve doktoralarını Almanya’da mühendislik ve tıp üzerine yapan Arslan Terzioğlu’yla geçtiğimiz onlu yıllarda yazılarını yayınladıkları Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi’ni çıkaran Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nda karşılaştıklarını, kendisinin Terzioğlu’nun tıp tarihi makalelerini, Terzioğlu’nun da kendisinin Almanya Türkiye eksenli yazılarını beğenerek okuduklarını ve bu vesileyle aralarında bir dostluk oluştuğunu belirtti.

 Terzioğlu’nun Türk tıbbının Almanya’ya tanıtılması ve bu bağlamdaki kalıcı hizmetleri ve bugün de etkileri devam eden Türk-Alman ilişkilerine katkıları hususunda büyük bir yeri olduğunu belirten Çelik, Enstitüsünün,  Türkiye ve Almanya üniversiteleri işbirliğiyle geçtiğimiz yıl düzenlediği sempozyuma katılan Dr. Neslişah Terzioğlu’nun, babasının bu kıymetli çalışmalarını, bunlardan habersiz geniş bir akademik camianın bilgilerine sunduğunu ve bugünkü vefa abidesi toplantının fikrinin orada yeşerdiğini söyledi.

 Latif Çelik sözlerini, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyet’inin, şehit olan tıbbiyelilerin, mühendislerin yerine ülkenin bu açığın kapatmak için Batıya eğitim için gönderdiği öğrencilerde biri olan Terzioğlu’nun, bu görevi üstün başarıyla yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini vurgulayarak tamamladı.

Anma Gününe, düzenleyici ve konuşmacı olarak Almanya’dan katılan Dr. Neslişah Yılmaz Terzioğlu da, bizlere bir baba, bir doktor ve bir bilim insanı olarak hayatında ve toplumda yer alan Prof. Dr. Dr. Arslan Terzioğlu’nu etraflı olarak tanıttı.

Konuşmasına duygusal bir giriş yapan Neslişah Terzioğlu, tanıdığını zannettiğini, fakat hakkında konuşmak, hele ki ciddi-bilimsel manada bir konuşma yapmak gerektiğinde, araştırdıkça çok daha bir geniş ve derin bir dünyası olduğunu gördüğü babası hakkında konuşmanın, kendisi için çok zor, fakat o derece de onurlandırıcı bir görev olduğunu söyledi. Neslişah Terzioğlu, bu vesileyle,  beklemedikleri bir zamanda kendilerine büyük bir şok yaşatarak hayata veda eden babası Arslan Terzioğlu’nu, böyle bir güzel vefayla anarak, yaşadıkları şokla layıkıyla sonsuzluğa uğurlayamamanın acısını bugün biraz da olsa, hafifleten vakfımıza büyük şükran duyduklarını söyledi.

Babası Arslan Terzioğlu’nun ülkesini ve milletini çok sevdiğini ve milletine aşk ve üstün bir gayretle ömrünün sonuna kadar hizmet ettiğini belirten Neslişah Terzioğlu, konuşmasının devamında Arslan Terzioğlu’nun hayatı ve akademik faaliyetlerinden kesitlerin fotoğraflarla desteklediği son derece güzel bir sunum yaptı.

Babasını, çocukluğu ve aile çevresiyle alarak konuşmasını sürdüren Neşlişah Terzioğlu; 1955 yılında Ankara Atatürk Lisesi’nin fen bölümünü birinci olarak, 1963 yılında Batı Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni yüksek mühendis unvanıyla; ayrıca hastahane planlaması ve tıp tarihi uzmanı olabilmek için girdiği Hür Berlin Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni de 1965’te bitiren; 10.7.1968 tarihinde Batı Berlin Teknik Üniversitesi’nde savunduğu “Ortacağ İslam Hastahaneleri” teziyle ilk doktorasını,1975’te Münih Üniversitesi’nde savunduğu “Osmanlı Saray Hastaneleri“ teziyle ikinci doktorasını veren; 1977’ye kadar Almanya’da tıp tarihi, deontoloji ve hastane tasarımlarında önemli akademik ve planlanlayıcı çalışmalara imza atan;1979’da Doçent olarak İstanbul Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsün’de göreve başlayıp hemen akabinde Kürsü Başkanlığı’na atanan, İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından 1981 yılında Tıp Tarihi ve Deontoloji Profesörlüğü’ne yükseltilen; İstanbul ve Marmara üniversitelerinde uzun yıllar tıp tarihi ve deontoloji alanında başarılı akademik çalışmalar yürüten Arslan Terzioğlu’nun hayatını ve çalışmalarını gözler önüne serdi.

Neslişah Terzioğlu, Istanbul ve Münih Maximilian -Ludwig Üniversiteleri arasındaki bilgi alışverişini hedef alan Prof. Dr. Dr. Arslan Terzioğlu’nun, 1979’dan başlayarak düzenlediği “Münih – Istanbul Mübadele Haftaları”yla her sene iki üniversite arasında eğitim ve bilgi alışverişiyle Türk –Alman tıbbının gelişmesine katkı sağladığını da ortaya koydu.

 Neslişah Terzioğlu, bilinen konuları aktarmak yerine, meselelerin çözümüne bilimsel katkılar getirmeyi tercih eden Prof. Arslan Terzioğlu’nun eserlerinin, özellikle Almanca dil havzası olarak bilinen Almanya, Avusturya ve İsviçre’de ciddi anlamda akademik kesim tarafından takip edilip Osmanlı dönemi tıbbının gelişmesinin kavranmasına, büyük katkılar sağladığını söyledi.

Yeni Araştırmalar ışığında yayımladığı “Büyük Türk-İslam Bilim Adamı İbni Sina” , “Osmanlılarda Hastaneler”, “Eczacılık, Tababet ve Bunların Dünya Çapında Etkileri”, “Cumhuriyet Dönemi Türk Tıbbına ve Tıp Eğitim Tarihine Kısa Bir Bakış”, “Salvador Dali’nin İki Yılanlı Sembolü ve Tarihteki Evrimi (Çeviri)” gibi onlarca kıymetli esere ve yüzlerce makaleye imza atmış olan babasının bütün çalışmalarını kapsayan eserlerinin 1994’e kadar kadarki kısmı kronolojik hazırlanmış olsa da, daha sonraki çalışmalarını da içine alacak bir kronolojik çalışmayı Dr. Latif Çelik’le birlikte yapmayı bir proje olarak önlerine koyduklarını ve bunu başaracaklarını söyledi.

Arslan Terzioğlu için yazılmış şiirler ve çizilmiş karikatürlere de değinen Neslişah Terzioğlu, konuşmasını, Dr. Sadun Kandan’ın, babası Terzioğlu’nun tıbbi şahsiyetini dile getiren güzel bir şiiriyle bitirdi.

Son olarak söz alan Arslan Terzioğlu’nun meslektaşı ve çalışma arkadaşı Prof. Dr. Yakut Irmak Özden ile Terzioğlu Hocamızın mühendis oğlu Hakan Terzioğlu da, hocamızı kıymetini ifade eden konuşmalar yaptılar.

Programız, Vakfımızın Yönetim Kurulu Üyesi Karahan Yazgan’ın, Terzioğlu hocamızın saygıdeğer eşi Arkeolog Ebru Terzioğlu’na, Arslan Terzioğlu hocamız için hazırlanmış “şükran plaketi ve belgesini”; Almanya’dan gelerek programa katkı sunan Dr. Latif Çelik ile Dr. Neslişah Yılmaz Terzioğlu’na da “teşekkür belgesi” takdimiyle sona erdi. İstanbul Kırım Türkleri Derneği’nin Terzioğlu hocamıza şükran plaketini de Yönetim Kurulu Üyeleri Ergun Sevimsoy takdim etti.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.