OSMANLI’NIN ÇÖKÜŞÜNDE AMERİKALI MİSYONERLERİN ROLÜ

09 Ocak 2022

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü faaliyetlerimize, 8 Ocak 2022 Cumartesi günü 14.00’te, İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Prof. Dr. Mehmet Şahin’in verdiği “Osmanlı’nın Çöküşünde Amerikalı Misyonerlerin Rolü” başlıklı konferansımızla devam ettik.

Prof. Dr. Mehmet Şahin  “Türk’ün  Türk’ten başka dostu yoktur.” Sözünün kabul edilemez bir ayıp olduğunu, bunun  “Türk’ün kendi zafiyetlerinden başka düşmanı yoktur.” şeklinde ifade edilmesinin daha doğru olduğunu belirten ilginç bir görüşle sözlerine başladı. Şahin evrende biyolojik, sosyal veya başka türlü her varlık kendi yaradılışının gereğini yapar, siz her alanda bilim ve teknoloji yönüyle ilerdeyseniz, o zaman herkes sizin dostunuz olur, aksi takdirde büyük devletler zayıfları sömürürler; bu bağlamda “Amerikalı Misyonerlerin Osmanlı’nın Yıkılışındaki Rolü” bir tespittir, dedi.

Mehmet Şahin, Osmanlı Türkiyesi’ne Hristiyan misyonerlerin gelişlerinin 16. Yüzyılda başladığını, 17. Yüzyılda belli ölçüde devam ettiğini, ama asıl etkili misyonerlik hareketinin ABD’nin güçlü bir devlet olmaya başlamasıyla, ABD dindarlarını dünyaya yayılma istekleriyle harekete geçtiğini ve Protestanlığın alt inançlarından olan Evanceliklerin girişimleriyle 18. Yüzyılın başında kendini gösterdiğini, bunun adının da Yabancı Ülkelerde Görevliler Kurulu (American Board) olduğunu söyledi.

Şahin, ABD’li misyonerler dünyanın birçok bölgesine gitseler de Osmanlı Türkiyesi’ne ayrı bir önem veriyorlardı, çünkü Batıdaki İncillerin hepsinin anavatanı Osmanlı egemenliğindeydi, onlar açısından kutsal olan ve Asya’ya açılan bu toprakların Hristiyanlaştırılması son derece önem arz ediyordu diyerek bu konuda bazı aydınlatıcı bilgiler verdi.

Mehmet Şahin, 1820-1830’lu yıllar arasında Osmanlı Türkiyesi’ne gelen öncü misyonerler özellikle Hristiyan nüfusun belli bir varlık gösterdiği şehirlerde karargâh kurarak bir ön araştırma süreci işlettiler ve;

Müslüman Türklere yaklaşmanın zor ve hatta tehlikeli,

Yahudilere yaklaşmanın semeresiz,

Rumlara ve Süryanilere yaklaşmanın  mümkün ama zor,

Ermenilere yaklaşmanın daha kolay ve hedef kitle olduğu sonucuna vardılar ve faaliyetlerini bu yönde planladılar, dedi.

Mehmet Şahin, konferansının ilerleyen aşamalarında misyoner Cyrus Hamlin’in Osmanlı Türkiye’sine gelerek İstanbul Bebek’te kurduğu papaz okulu, devamında bunun etrafında oluşturduğu ticari teknolojik yapılanmalarla kısa zamanda büyük kazanç elde ederek diğer şehirlerimizdeki açtığı kiliseler ve dahası eğitim işine girerek Robert Kolej’le başlayarak Ermenilerin yaşadığı bölgeler başta olmak üzere güçlü bir misyoner ekiple kurduğu okullar vasıtasıyla Müslüman olmayan yurttaşlarımızın kafasına yerleştirdiği dini ve etnik ayrılıkçı fikirlerle Osmanlı Türkiyesi’ni nasıl dağılma sürecine soktuğunu ibretlik ayrıntılarla ortaya koydu.

Osmanlı Türkiyesi’nin bir zamanlar verdiği Kapütülasyonların sonraki yüzyılda başımıza nasıl bela kesildiğinin de altını çizen Mehmet Şahin, öyle ki Amerikan misyonerlerinin bütün eğitim ve sağlık kurumlarının tepesinde Amerikan bayrağı dalgalanıyor ve Osmanlı yargısının dışında kendi yargı sistemlerini kullanıyorlardı, bu durum Atatürk Türkiyesi’ne kadar devam etti ve son bayrakları da 6 Ekim 1923’te indi diyerek bu bağlamda Cumhuriyet’in ne demek olduğunun vurgusun yaptı.

Mehmet Şahin, 1914 ile 1924 yılları arası, altını üç defa kırmızı çizgiyle çizip belirtiyorum ki, bu on yıl, bu coğrafyanın Türkler tarafından siyasi, askeri, iktisadi, sosyal ve kültürel bakımdan yeniden kalıcı ve köklü olarak fethi dönemidir, diyerek yobazlık kültürü üzerine ekilip ürün alınmış misyonerlik belasından kim ve kimler tarafından kurtarıldığımıza dikkat çekti.

Okumayan yazamaz, yazmayan düşünemez, düşünmeyen bilim üretemez, bilim üretmeyen teknoloji üretemez, teknoloji üretemeyen dünya pazarlarında rekabet edebilecek mal ve hizmeti üretemez ve de haysiyetli bir toplum olamaz diyerek konferansının amacını ortaya koyan Mehmet Şahin, akıl yoluyla gerçeklerle yüzleşip onurlu bir toplum olabilmenin yegane yolunu göstererek konuşmasını tamamladı.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.