Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türk Kimliği
16 Kasım 2013 Cumartesi günü, Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmalarında, Kıbrıs davamızın önde gelen savunucularından Yakan Cumalıoğlu, “30. Yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türk Kimliği” başlığı altında bir konferans verdi.
Cumalıoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İstanbul Konsolosu Erek Çağatay’ın açılış konuşmasını yaptığı konferansta, Kıbrıs Türklüğünün tarihini özetleyerek başladı. 1570-1571 yıllarında Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine giren Kıbrıs’ın, 1878’de başlayan İngiliz egemenliğine kadar, adadaki çoğunluğu oluşturan Türklerle diğer halkların barış içinde yaşadığı bir ülke olduğunu belirten Cumalıoğlu, Türklerin birçok önemli tarihi dönemeçten geçerek, 1960’da Yunanistan, Türkiye ve İngiltere’nin garantörlüğündeki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sona eren İngiliz hakimiyetinde, devamlı bir şekilde asimilasyon, göç ettirilme siyaseti ve Rumların tacizine maruz kaldıklarını, bu sebeple azınlık konumuna düştüklerini; başbakanlık düzeyinde temsil edildikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Rum lider Makaryos ve yandaşlarının Enosis’i gerçekleştirme yolundaki soykırımından, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın destansı kahramanlıkları, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun 1964’deki müdahalesi ve nihayet 1974’te gerçekleştirdiği Barış Harekatı sayesinde kurtulduklarını söyledi.
Kıbrıs Rumlarının, Türkiye’nin güvencesiyle huzura kavuşan Türklerle hiçbir zaman adil bir anlaşmaya yanaşmadığını belirten Cumalıoğlu, bu sebeple beraber yaşama şansı kalmayan Türklerin 15 Kasım 1983’te Rauf Raif Denktaş’ın önderliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduğunu; bundan sonra da uzlaşmaz tutumlarının sürdüren Rumların, Türkiye’nin gafil siyasetinden faydalanıp, Birleşmiş Milletler, ABD ve AB’nin desteğiyle, dünyada Kıbrıs’ın tek sahibi olma hukukunu belli bir dereceye kadar tescil ettirdiklerini ifade etti.
Cumalıoğlu, Yunan-Rum ikilisinin Megali İdea-Enosis siyasetinden vazgeçmesi gerektiğini, Türklerin, vatanları Kıbrıs’taki özgürce ve insanca yaşama haklarından hiçbir zaman taviz vermeyeceklerini, bunu, Rumlar başta olmak tüm dünyanın kabul etmesi gerektiğini belirterek toparladığı konuşmasını, Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türklerinin bunun dışında bir siyasete alet olmasının, Türklük açısından vahim bir hata olacağını vurgulayarak bitirdi.
Kategori: Süleymaniye Kürsümüz