DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA MADDİ KÜLTÜR VE KÜLTÜREL KİMLİK
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü 2024-2025 dönemi etkinliklerimize, 8 Şubat 2025 Cumartesi günü 14.00’te, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Tunceli Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aksoy’un verdiği “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Maddi Kültür ve Kültürel Kimlik” başlıklı konferansımızla devam ettik.
Konferansının başında yaptığı saha araştırmalarından söz eden Mustafa Aksoy, bu bağlamda Türkiye başta olmak üzere Saha Eli’nden Orta Avrupa’ya kadar Türk Dünyası’nda ve daha da öteye giderek Amerika’da araştırmalar yaptığını; yazdıklarını ve anlattıklarını buradaki bulgulara ve karşılaştırmalara dayalı olarak Türklük biliminin faydasına sunduğunu belirtti. Bazı akademik çevrelerin, kendisinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürtlerin/Kürt diye adlandırılanların kültürel kimliğiyle ilgili ortaya koyduğu sonuçları, “kültürel benzeşmedir” deyip önemsemediğini, bunun bilimsel bir yaklaşım olmadığını belirten Aksoy, “o halde soruyorum; dil olarak Farsça dil yapısına uyan buradaki insanların kültürleri neden Türklerle örtüşüyor da Farslarla örtüşmüyor?” diyerek, buradaki insanlarımızı ötekileştirmenin doğru olmadığına dikkat çekti. Bugün dünyada birçok ülkenin dilinin İngilizce olduğunu, Portekizce, İspanyolca konuşan ülkeler de olduğunu, ama bunların çoğu İngiliz değildir diyerek dilin tek başına kimlik belirlemede yetersizliğini belirten Aksoy, Zazaca, Kürtçe konuşmanın onu konuşanların bu sebeple başkalaştırılamayacaklarını söyledi.
Ziya Gökalp’in 100 yıl önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da alan araştırmalarıyla sosyolojik bilim ürettiğine dikkat çeken Mustafa Aksoy, ne acıdır ki şimdiki akademik toplumun büyük bir kısmının alanda izi olmadığını, ama medyada kulaktan dolma ve alıntı bilgilerle düşünce ve görüş üretme yarışında oldukların söyledi. Aksoy halkın doğrularının ve gerçek kimliğinin halka gidilerek doğru bir şekilde belirlenip kamuoyuna sunulacağını, böylece yabancıların etnik tuzaklarına düşülmeyeceğini de söyledi.
Mustafa Aksoy, konferansının ikinci kısmında “Tarihin Sessiz Dili Damgalar Kültürel DNA Teorisi” teziyle “Kültürel DNA Örnekleri Olarak, Sibirya’dan Anadolu’nun Horasanı Tunceli’ye, Mezar Taşları ve Damgaların Yolculuğu” başlığı altında Vagner’in 2014’te Doğu Türkistan’da bulduğu dünyanın ilk pantolonu / Türk pantolonundan başlayarak Türklerin tarih boyunca yaşadıkları çok geniş bir coğrafyadaki koç ve at başlı mezar taşları ve hal, kilim ve daha başka eşya ve yerlerdeki motifleri karşılaştırıp çok yakın benzerliklerini gözler önüne serip bunların ustasının da binlerce yıllık tarihe sahip büyük Türk milleti olduğunu açıkça ortaya koydu.
Mustafa Aksoy, konuşmasını Türklük araştırmalarının, Türklerin varlığı, birliği, dirliği açısından yabancılara, özellikle de art niyetli yabancılara bırakılmayacak kadar büyük öneme sahip olduğunu, bu sebeple bu alandaki yetenekli, özverili araştırmacıların sayılarını artırılması ve desteklenmesi gerektiğini, aksi takdirde yabancı araştırmacıların ortaya koyduğu saptırılmış araştırmalarla kurgulanan eğitim ve kültür politikalarıyla yetişen kuşakların bizi biz olarak geleceğe taşıyamayacaklarına dikkat çekerek tamamladı.
Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz