Avrupa Birliği Rüyasının Sabahı
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde yeni yılın ilk faaliyetini 14 Ocak 2017 Cumartesi günü 14.00’te, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa E. Erkal’ın verdiği “Avrupa Birliği Rüyasının Sabahı” başlıklı konferansımızla gerçekleştirdik.
Mustafa Erkal, konuşmasına Türk Dünyası’nın önderlerinden vakfımızın kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan ile 13 Ocak 2013’te ebediyete yürüyen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu Rauf Denktaş’ı şükran ve saygıyla anarak başladı.
Mustafa Erkal, Avrupa Birliği’nin geçtiğimiz yüzyılın ortalarında hangi ihtiyaç ve amaçlar doğrultusunda kurulduğunu ana çizgileriyle değerlendirdikten sonra, Avrupa Birliği macerasının Türkiye’ye ekonomik, siyasî ve toplumsal maliyetini ortaya koydu.
Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne girme isteğinde Yunanistan’ın büyük bir etmen olduğunu belirten Erkal, Yunanistan’ın içinde bulunduğu bir birliğin, Türkiye aleyhine ortaya koyacağı faaliyet ve yaptırımları bertaraf etmek isteyen Türkiye’nin, rotasını 50’li yılların sonundan başlayarak bu istikametten ayırmadığını söyledi.
1963 Ankara Antlaşması’ndan 2017’ye kadar geçen süreçte Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerinin, Türkiye açısından, maalesef, aşağılanıcı, ötelenici ve onur kırıcı bir şekilde devam ettiğini belirten Erkal, Türkiye’de Avrupa Birliği’nin aleyhinde ve lehinde olan birçok kesimin de, itibarlı ve haysiyetli bir aday olmamamız için ellerinden geleni yaptığını söyledi.
Öz gücünü oluşturup eşit şartlarda üye olmak üzere hareket etmeyen Türkiye’nin, güvenliğini hep sırtını NATO’ya, AB’ye dayayarak sağlayacağını düşünmek yanlışlığına düştüğünü belirten Erkal; bu sebeple AB – Türkiye ilişkilerinin, Türkiye açısından tam bir güvenlik ve egemenlik meselesine dönüştüğünü söyledi.
Erkal, AB ve yandaşlarının, Selçuklu ve Osmanlı’yı ruhunda ve mirasında koruyan, ayrı din ve kültüre sahip, şuurlu hareket ettiği zaman Şark yayılmacılıklarına hiçbir zaman izin vermeyecek olan Türkiye’ye karşı yılar boyunca sinsice politikalar yürüttüklerini söyledi.
Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin içerde bölücülük ve terörle dışarda da Kıbrıs Rumları ve Yunanistan’la yaşadığı mücadele ve sorunlarda, hiçbir zaman ciddî anlamda Türkiye’nin yanında yer almadığını belirten Erkal, tam aksine çoğu zaman bizzat bu sorunların kaynağı olduğunu söyledi.
Türkiye’nin birçok alandaki ciddî kayıplarının sebebi nedir diye düşünüldüğünde, hayalî bir Avrupa Birliği tutkusu olduğunun görüleceğini belirten Erkal, bugün gelinen aşamada bütün çıplaklığıyla görülen bu gerçeği, artık hiç kimsenin göz ardı edemeyeceğini söyledi.
Türk toplumunun bir asırdır süren demokrasi ve çağdaşlaşma mücadelesini geriye sararak bizi ilkel ve teokratik bir Orta Doğu ülkesi durumuna sokma yönündeki gelişmeleri, akılcı eğitim politikaları ve kalıcı yatırımlarla destekleyerek kendi iç dinamiklerimizle bertaraf etmemiz gerektiğini belirten Erkal, on yıllardır bizi avutan Avrupa ve yandaşlarının çözümlerine inanmanın, bizi çok daha içinden çıkılmaz durumlara düşüreceğini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
Kategori: Süleymaniye Kürsümüz