KAZAKİSTAN: BEKLENTİLER VE DEĞERLENDİRMELER

16 Ocak 2022

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde, 15 Ocak 2022 Cumartesi günü 14.00’te, vakfımızın Genel Türk Tarihi hocalarından Doç. Dr. Muzaffer Ürekli, “Kazakistan: Beklentiler ve Değerlendirmeler” başlıklı konferans verdi.

 Muzaffer Ürekli, İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansına, Kazakistan coğrafyasının komşularına göre konumu, özellikle batı ve güney bölgelerindeki yeraltı zenginlikleri, bağımsızlıktan sonra Rusya ile ABD’nin Özbekistan ile Kırgızistan’daki askeri konuşlanmaları ve Kazakistan olaylarına, davet üzerine müdahale eden Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü /KGAÖ’nün yapılanması üzerine ana çizgileriyle değerlendirmelerde bulunarak başladı.

Ürekli, konferansını büyük dünya güçlerinin bölgedeki beklentilerini ortaya koyarak sürdürdü. Sovyetlerin dağılmasından sonra ABD’nin, başını çektiği NATO’yu da şemsiye yaparak Ukrayna, Gürcistan ve Baltık ülkelerinde etkisini yayma ve artırma yolunda bir çalışma içerisine girdiğini belirterek, bunu kendine bir tehdit olarak algılayan Rusya, eskiden gelen demografik, stratejik, askeri gücünü de devreye sokarak Gürcistan’ın kuzeyinden bir bölgeyi ve Kırım’ı işgal etti ve bu hususu oldu bittiye getirdi dedi. Ürekli, bugün Ukrayna’nın Don bölgesinde de aynı tür bir girişimin peşinde olan Rusya’nın bu gücünü Doğu’da da bir karışık cephe oluşturarak azaltmak isteyen bir ABD ve onun arkasından giden Avrupa Birliği gerçeğinin denklem dışında tutulamayacağın da dikkat çekti.

Ürekli, artan büyük nüfusu ve güçlü ekonomik birikimiyle sınırlarına sığmayan Çin’in de beklentilerine değindi. Çin’in, gittikçe artan enerji gereksinimi için Kazakistan’da büyük birikim olduğunun farkında olduğunu ve bu hususta Şangay İşbirliği Örgütü faktörünü de kullanarak somut bağlantılar yaptığını, Kazakistan’la uzun bir sınır boyunca komşu olması bağlamında Horgos Serbest Ticaret Bölgesini oluşturarak bu bölgelere yaklaşık 200 bin Çinli nüfus kaydırdığını, Kazakistan’ı ürettiklerini kısa yoldan Orta Asya ve daha ilerisine, Batı’ya açılmak için çok önemli bir konumda gördüğünü, yakın tarihte Doğu Türkistan / Şincan Uygur Özerk Bölgesinden Kazakistan ve Kırgızistan’a geçmiş Uygur Türklerini de kontrol altında tutmak istemesi gibi birçok lehine etmeni göz önünde bulundurarak hareket ettiğini belirtti. Ürekli, yine bu bağlamda Çin’in büyük rakibi ABD’ye karşı yakın tarihteki çıkar dostu Rusya’yla yakınlaşma yoluna gittiğini de söyledi.

Muzaffer Ürekli, yakın komşu Özbekistan’nın  aynı durumun kendi başına da gelme kaygısıyla ve Rusya’yla yakınlaşmadaki iç zorunlulukları bağlamında sessiz kalma yolunu seçtiğini, Türkiye’nin direkt bir karışmanın yasal dayanağı olmadığı için, sadece kardeşlik ve mevcut işbirliği çerçevesinde geç kalınsa da dilek ve temennilerden öteye gidemediğini, halkının tepkisinin de bu çerçevede duygusallıkta kaldığını, Azerbaycan’ın da Ermenistan’la ilişkiler bağlamı hassasiyetleri dışında Türkiye örneğindeki bir yaklaşımda olduğunu, Ermenistan’ın KGAÖ dönem başkanlığı çerçevesinde küçük bir askeri güçle müdahil olduğunu ve bu süreci bir hayli yıpranmış olan uluslararası konumunu güçlendirme umudu lehinde kullanmaya çalıştığını söyledi.

Kazakistan olayları, yılların ekonomik ve sosyal özgürlükler açısından meydana gelen birikimlerin son yapılan LPG zammıyla beraber bir dışavurumu olarak görünse de bunu kullanmak isteyen dış güçlerin ve oligarşinin de payını küçümsemek gerektiğini düşünüyorum diyen Ürekli, son üç yılda iktidarı devralan ve Kazakistan’ın iç ve uluslararası dinamiklerini iyi okuyabilen  Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev, haklı istekleri anlayıp halkı lehine değerlendirmek yolunda bir çaba içindeyken, kötü niyetli kesimlerin ve teröristlerin ülke güvenliğini ve birliğini tehdit edecek bir yol izlediklerini görünce zamanlı bir şekilde, sert de olsa, yerinde kararlar ve eylemlerle Kazakistan’ı bu badireden kurtarmıştır dedi.

Ülkesinin kısa bir zamanda ekonomik, siyasi, milli olarak iyi bir seviyeye gelmesini sağlayan, diğer taraftan Türk Dünyası’nda öncü, uluslararasında isabetli, başarılı girişimci olan Kurucu Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev’e yönelik, olaylar bağlamındaki senaryolara da itibar edilemeyeceğinin altını da çizen Ürekli, Nazarbayev dün olduğu gibi bugün de Kazakistan’ın birliği, dirliği, güvenliği ve geleceği konusunda  en ufak bir taviz vermeyecek bir önderdir, bunu da olaylar sırasındaki tutumuyla ortaya koymuştur dedi.

Muzaffer Ürekli, konu bağlamında uzak yakın bazı tespitlerle sürdürdüğü konuşmasını, olayları geldiği aşama açısından değerlendirdiğimizde, başta Kazakistan’ı yönetenler olmak üzere, Kazak halkının ekonomik, sosyal adalet, güvenlik açısından çıkaracağı büyük dersler olduğunu, bu yönde de resmi niyet ve söylemlerde bulunulduğunu gördüklerini, sadece Kazakis’tan değil benzer dinamikleri içinde barındıran yakın ülkelerin de bu hususları dikkatten kaçırmamaları gerektiğini vurgulayarak tamamladı.

Konferans, dinleyicilerin konu bağlamındaki katkıları ve sorularının cevaplanmasıyla sona erdi.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.