Sabir Rüstemhanlı’nın Gözünden Türk Dünyası

22 Eylül 2019

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde 21 Eylül 2019 Cumartesi günü kardeş Azerbaycan’ın çağdaş büyük şair, yazar ve devlet adamı Sabir Rüstemhanlı’yı konuk ettik.

“Sabir Rüstemhanlı’nın Gözünden Türk Dünyası” başlıklı konferansımız, vakfımızın kurucusu –Ruhu şad olsun – Prof. Dr. Turan Yazgan Hocamızın videodan izlettirdiğimiz açılış konuşmasıyla başladı. Turan Yazgan hocamız Şubat 2011’de, Sabir Rüstemhanlı’nın senaryosunu yazdığı Süleymaniye kürsümüzde galasını yaptığımız “Cavad Han” filmininin gösteriminde yaptığı açılış konuşmasında, Türklüğün ana meseleleri üzerine fikir ve görüşlerini bir kere daha can alıcı noktalarıyla kafamıza ve gönlümüze nakşetti.

Daha sonra kürsüye arz ettiğimiz Sabir Rüstemhanlı, konuşmasına, Turan Hocamızı sevgi ve saygıyla yad ve takdir ederek başladı. Rüstemhanlı, Turan Yazgan’ın “Türk Dünyası” kavramının her alanda yaygın ve etkin bir şekilde yerleşip kullanılmasını sağlamak ve bunu eyleme dökmekteki rolünün altını çizdi. Turan Yazgan’ın Sovyetler’in dağılmasından sonra Türk Dünyası’nın milletvekillerini Kıbrıs’ta toplayarak Türk Dünyası Parlamentosunu oluşturmak yolunda gösterdiği gayret ve aynı yıl içinde Türk Dünyası’nın meselelerini tartıştıkları ABD’de topladığı Türk-Amerikan Dernekleri’yla yaptığı toplantıların önemine değinen Rüstemhanlı, kendisinin burada sunduğu bildiride “Türk Dünyasını, medeniyetini, tarihini dikkate almadan dünyanın geleceğinin kurulamayacağı” ifade ettiğini ve bugün de aynı fikirde olduğunu söyledi.

Rüstemhanlı, 90’lı yıllarda Türk Dünyası’nın birçok ülkelerini çeşitli vesilelerle gezdiğini, bu sırada Doğu Türkistan’a da gittiğini, orada aydınlarla bir araya geldiğini, Kaşgarlı Mahmut’un kabrini ziyaret ettiğini, bu bağlamda Kaşgarlı Mahmut’un Türklüğe yaptığı büyük hizmetleri beliterek, Kaşgarlı’nın o zamanda çizdiği ve bugünkü Türk Dünyasını yaklaşık olarak resmettiği haritanın Türklüğün coğrafya ve stratejisinin timsali olduğunu ve iyi okunması gerektiğini söyledi.

Kaşgarlı’dan Atatürk’e kadar Nevaî, Uluğ bey, Nizamî, Gaspıralı, Hüseyinzade, Ziya Gökalp, Atsız gibi Türk Dünyası gerçeğini, coğrafi, ilmi, kültürel ve tarihsel açıdan iyi anlayıp bu yolda iz bırakan Türk büyüklerine değinen Rüstemhanlı, bunlardan hareketle Türklerin büyüklüğünü ve siyasi dağılımını tarihten bugüne adlarını bir bir sayarak gözler önüne serdi. Rüstemhanlı, bugün yedi bağımsız cumhuriyet, bir nice özerk cumhuriyet ve topluluktan oluşan Türk Dünyası’nın kendi gerçeğinin ve gücünün farkına vararak her türlü alanda yapacağı işbirliğinin Türklüğün gelecekte yaşamasının vazgeçilmez şartı olduğunu söyledi.

Son iki yüzyılda Türk Coğrafyasına egemen olan Rusya’nın ilim ve siyaset ve devlet adamlarının Türkleri, sistematik olarak boy, ülke adlarıyla birçok parçalara ayırdıklarını ve bunlar arasında oluşturdukları stratejik problemlerle birbirine düşürdüklerini belirten Rüstemhanlı, bugün bir taraftan bunlarla uğraşan Türk Dünyası’nın, Sovyetler’in dağılmasıyla ABD, Avrupa birliği ve Çin’in de ekonomik ve siyasi sömürü ve baskılarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Rüstemhanlı, Rusya’nın ortaya attığı ve uygulamaya koyduğu Avrasya Projesi’nin aslında Türk Coğrafyasıyla örtüştüğünü belirterek bugünkü Türk devlet adamlarına, bu proje karşısında Türk Birliği’ni oluşturma/ bu projeyi Türklüğün azamî faydasına yönlendirme hususunda büyük görevler düştüğünü söyledi.

Alfabe birliği konusuna da değinin Rüstemhanlı, Türk Birliği yolundaki en büyük engellerden birini alfabe ayrılığı olduğunu belirterek, 90’lı yılların başından bugüne değin bu yolda atılan adımların istenilen hedefe ulaşmadığını, bu problemin mutlaka akılcı bir çözüme kavuşturulması gereğinin altını çizdi. Rüstemhanlı, doğal tarihi süreçte oluşan dil farklılıkları gerçeğinden geriye dönülemeyeceğini, fakat oluşturulacak ortak bir Türkçenin, bütün Türk ülkelerinde siyasi iradeyle okullarda ders olarak okutularak yakın süreçte dil birliğinin sağlanmasının mümkün olduğunu belirtti.

Sonuç olarak; Türk Dünyası’nın birlik yolunda her türlü kültürel, ekonomik, ilmi, yetişmiş insan gücü gibi potansiyel kaynağa sahip olduğunu; artık sömürülme düzeninden, her şeyi el açarak dünyanın emperyalist güçlerinden beklemekten vazgeçilmesi gerektiğini belirten Rüstemhanlı, Türk Dünyası aydınlarının ve siyasi iradesinin Türkün potansiyel gücünü harekete geçirerek Türk Birliğini gerçekleştirmelerinin ve Türk Dünyası’nı önce kendisinin, sonra bütün dünyanın bir cennetine çevirmelerinin hayal olmadığını vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
Rüstemhanlı, konferansının sonunda dinleyicilerine kitaplarını imzaladı.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.