Suriye’nin Dünü, Bugünü ve Geleceği

20 Ocak 2019

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmalarımıza, 19 Ocak 2019 Cumartesi günü saat 14:00’te, Em. Gen. Osman Gazi Kandemir’in verdiği “Suriye’nin Dünü, Bugünü ve Geleceği” başlıklı konferansımızla devam ettik.

Osman Gazi Kandemir konuşmasına, Kara Harp Okulu’ndan başlayıp bugüne gelen özgeçmişini kısaca özetleyerek başladı. Bu bağlamda kendisinin Suriye uzmanı olmadığını, ama yaptığı iş ve Türkiye’nin varlığını ilgilendiren bir konu olması sebebiyle araştırdıkça çok geniş ve hayati bilgilere sahip olduğu bu konu hakkında farkındalık yaratabileceğine inandığını söyledi. Kandemir, konuştuklarının millî bir mesele olması hususunun, güncel siyasete feda edilmemesinin de altını çizdi.

Kandemir, konuşmasının ilk bölümünde Suriye’nin Osmanlı Türkiyesi’nden ayrıldıktan sonra Orta Doğu coğrafyasında yaşananları ana çizgileri ortaya koydu. Bu konuda söyleyeceklerini, 2016’da gösterime giren ve 20. yy’ın başındaki İngiliz stratejist Gertrude Bell’i konu edinen Çöl Kraliçesi filminin fragmanını izleterek başlatan Kandemir, bugün yaşananların, Orta Doğu’nun ciğerine kadar vakıf olduktan sonra cetvelle sınır çizmenin mimarı olan Gertrude Bell, Lawrens gibi daha birçok isimlerle sembolleşmiş, İngiliz, daha sonra ABD ve daha birçok emperyalist siyasetin uygulamaları ve sonuçları olduğunu söyledi. Kandemir, bu bölümün ilerleyen dakikalarında, Osmanlı Türkiyesin’den İngiliz, Fransız, İtalyan egemenliğine geçen Cezayir, Tunus, Libya Mısır, Ürdün Suriye, Irak gibi devletlerin, ilerleyen süreçte bağımsızlıklarını kazanmaları ve son yıllarda da Büyük Orta Doğu Projesi’yle Ortadoğu’yu şekillendiren Sykes-Picot anlaşmasının geçerliliğini yitirmesi ve Amerikalı Yarbay Ralph Peters’in haritasının devreye sokulması gerçeğinde yaşadıkları iç kargaşa ve savaşları, Orta Doğu’da en son saplandığı Suriye Bataklığına kadar nedensellik ilişkileri bağlamında değerlendirdi.

Kandemir konferansının odağını oluşturan 2011 Suriye İç Savaşı’nı çok dikkat çekici ve can alıcı bilgi ve belgelerle gözler önüne serdi. Öncelikle Orta Doğu’ya egemen olmak isteyen yabancılarını, bu coğrafyayla ilgili etnik ve inançsal farklılıkları en ince ayrıntılarına kadar gösteren haritalar ve bunlarla ilgili sayısal sonuçları bilgilerimize sunan Kandemir, bu verilerin ilgili güçler tarafından bölgeyi yeniden yapılandırmak için ne derece önem arz ettiğini ve etkili kullanıldığını belirtti. Daha sonra bu değerli veriler üzerine şekillendirilen konumlanma ve mevzi kazanma planlarının, “Esad’ın diktötörlüğü”, “insan hakları” gibi aldatıcı yüzlere bürünerek, IŞİD, PKK/PYD, ÖSO, El-Nusra, Hizbullah, Heyet-i Tahriruş-şam ve benzeri maşa güçler ile oyunun parçası hâline gelen ve tasarruf hakkını kullanmada bir türlü önünü göremeyen bölge devletlerinin de kullanılmasıyla etnik ve siyasi yapılanmayı nasıl değiştirmeye devam ettiğini adım adım haritalarla ve sayılarla gözler önüne serdi.

Sonuç olarak Türkiye’nin yakın ve kısa vade dertleri ve çözüm önerilerine değinen Kandemir, bunların birinci sırasında yer alan; 2018’in son rakamlarına göre sayıları 3.618. 624’lere dayanan ve yarıya yakını 18 yaş ve altında olan Suriyeli göçmenlerin, eğer burada kalırlarsa ve entegre edemezsek,Türkiye’yi ciddi bir eğitim, güvenlik problemiyle baş başa bırakacağını söyledi. İkincisi; hemen güneyimizde oluşturulmaya çalışılan Sözde Kürdistan’ın, milli varlığımız açısından son derece endişe vericidir, son otuz yıla yakın izlediğimiz politikalar bunu görmüyor veya görünce de çok geç kalmış oluyor diyen Kandemir, neyi isteyip istemediğimizi, Fırat’ın batısı doğusu fark etmez özellikle güneyimizde bir Kürdistan istemediğimizi açıkça belirtmemiz gerektiğini vurguladı. Üçüncüsünün de Türkiye, İdlip’teki Türkistan Cephesi başata olmak üzere cihatçı örgütlere  yardımcı oluyor isnadının dünya kamuoyunun kafasından silecek tedbir ve duruşlar sergilememiz gereği ve bunlarla ilgili hassasiyetler olduğunu belirten Kandemir, Türkiye’nin varlığı açısından bu hususları hiçbir zaman göz ardı etmememizin altını çizerek konuşmasını bitirdi.

Kandemir, konuşmasının ardından dinleyicilerinin konu bağlamındaki katkılarını alıp sorularına cevap verdi ve okuyucularına Azerbaycan-Karabağ Meselesi eksenli “Karanfil”romanını imzaladı.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.