30. YILDÖNÜMÜNDE 20 YANVAR KATLİAMI
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde, 18 Ocak 2020 Cumartesi günü 14.00’te, TDAV Gençlik Kolları, İ.Ü. Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Topluluğu ile HAZARFEM/ Hazar Folklor Eğitim ve Araştırma Merkezi ortaklığıyla “30. Yıldönümünde 20 YANVAR Katliamı ” başlıklı panel düzenlendi.
Panele, İ.Ü. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Bal, Düzce Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Gökmen Kılıçoğlu ile M.Ü. Dr. Öğr. Üyesi Mehdi Genceli konuşmacı olarak katıldılar.
Şehitlerimize saygı duruşu, Türkiye ve Azerbaycan’ın istiklal marşlarının okunmasının ardından, programı düzenleyen TDAV Gençlik Kolları Başkanı Emre Akar, İ.Ü. Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Topluluğu Başkanı Anar Can Kıtay ile HAZARFEM/ Hazar Folklor Eğitim ve Araştırma Merkezi Nuran Acar programı düzenleme amaçlarını vurgulayan birer sunum konuşması yaptılar.
Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye arz edilen Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Konsolosu Hayyam Taşdemir konuşmasında şu hususları vurguladı:
“20 Yanvar’ın bir katliam değil, bir kahramanlık destanı olarak algılanması daha doğrudur. 90’lı yıllarda Sovyetler Birliği’ni dağıtan en büyük hadiselerden biridir. 20 Yanvar, Sovyetlerin güç kullanarak insanlara hükmedemeyeceğini anladığı gündür. 20 Yanvar, silahsız insanların büyük bir orduya karşı çıktıkları gündür. Evet orada katledildiler, ama “bir ölüp bin dirildiler.” O hadise Türkiye basını tarafından dünyaya yayılmasaydı, büyük bir ihtimalle daha çok insanı katledecektiler. Bu da gösteriyor ki, Türkiye ile Azerbaycan, ayrı sınırları olsa da, bir aralık birbirlerini göremeseler de, hep bir vücut olmuş bir millettir.”
Konsolosumuzun konuşmasından sonra 20 Yanvar’ı özetleyen belgesel video gösterimi yapıldı.
Program panelle devam etti. Panelde ilk sırada söz alan Dr. Öğr. Üyesi Gökmen Kılıçoğlu, Türk milleti olarak tarih sahnesine çıktığımızdan beri, birçok kırımlar yaşadığımızı, fakat zaman içinde bunları neden yaşadığımızı unuttuğumuzu belirterek; unutmamak ve unutturmamak gerekir, dedi. Sovyetler Birliği’nin Türk tarihinin en acı dönemlerinden biri olduğunu söyleyen Kılıçoğlu, bu dönemde en çok horlanan, ezilen ve kaynakları sömürülenlerin de yine Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar hangi adlarla anılsınlar Türk milleti olduğunu belitti. Kılıçoğlu, Sovyetlerin sonundaki “Yeniden Yapılanma” döneminde, her yerde bağımsızlık yolunda kıpırdanmalar olmuş, ama Gorbaçov yönetimi oralara uyguladığı yumuşak tedbirleri Türklerden esirgemiş, Jeltoksan 86’da Kazaklara, Yanvar 1990 Azerbaycan Türklerine adeta bir vampir gibi saldırılmış, kanları dökülmüştür dedi. Yaşadığımız bunca acıların dünya kamuoyundan büyük ölçüde gizlendiğine, dünya tarihçilerinin bizim yaşadığımız acılara çoğu zaman gözlerini kapadığına dikkat çeken Kılıçoğlu, o halde bizim bu konuları tarih kayıtlarına geçirip, her alanda gündeme getirip unutturmamız gerekir, böyle programları tehlikeye karşı bir alarm olarak algılamak lazım gelir diyerek sözlerini tamamladı.
İkinci sırada söz alan Prof. Dr. Halil Bal, Azerbaycan’ın devlet olma sürecinin kısa bir özetini yaptıktan sonra, özellikle Sovyetlerin son döneminde yaşadığı acı olaylar üzerine aydınlatıcı bilgiler verip tahlillerde bulundu. Bu bağlamda Karabağ ve 20 Yanvar’ı birbirine bağlı olarak ele alan Bal, Azerbaycan Türkleri, önceki tarihlerinde Zengezur Bölgesi’nin ellerinden alınmasıyla yaşadıkları kaybı tekrar yaşamamak, Karabağ’daki Ermenileri özerkleştirme oyununa gelmemek için istiklal ruhuyla meydanları doldurdular, dedi. Tabii ki başka yerlerde ortaya konmayan bu kadar şiddetli bir müdahalenin, Kafkasların, özellikle de Azerbaycan’ın sahip olduğu stratejik konum ve zengin yeraltı kaynaklarıyla ilgili olduğunu belirten Bal, Azerbaycan Türkleri bu büyük katliamı yaşamış; ülkesini ve istiklalinin bedelini kanıyla ödemiştir, dedi. Gün geçtikçe dünya dengelerinde gücüne güç katan Azerbaycan’ın, 20 Yanvar’ı unutmayacağını belirten Bal, yakın süreçte vatan parçası Karabağ’ı da düşman işgalinden kurtaracağına inancını vurgulayarak sözlerini bitirdi.
Son konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Mehdi Genceli, 20 Yanvan Katliamı’nı, tarihi olayların edebiyat ve sanata yansıması bakış açısından değerlendirdi. Tarihi olayların unutulmamasını sağlamada sanatın işlevine, Tolstoy’un Fransız –Rus Harbi kaynaklı Harp ve Sulh, Holivud filmelerine konu olan Yahudi Soykırımı, Mehmet Akif’e “Çanakkale Şehitleri” şiirini yazdıran Çanakkale Savaşı gibi örnekleri vurgulayarak dikkatimizi çeken Genceli, bu bağlamda, çocuk gözüyle gördüğü 20 Yanvar’ı anlattığı bir hikâyesini okuyarak, faciayı ruhlarımıza iletti.
Program, katliamı bizzat yaşamış olan İffet Askerov’un kürsümüzden duygularını ifade etmesinden sonra panel konuşmacılarımıza plaket takdimiyle takdimiyle sona erdi.
Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz