Türk-Ermeni İlişkileri ve Ermeni Yalanları

14 Nisan 2015

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde 18 Nisan 2015 Cumartesi günü Düzce Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökmen Kılıçoğlu, Dr. Aygün Hasanoğlu ve Azerbaycanlı gazeteci Mayis Alizade’nin konuşmacı oldukları  “Türk-Ermeni İlişkileri ve Ermeni Yalanları” başlıklı bir konferans gerçekleştirdik.

Bu hafta konferans öncesinde TDAV Gençlik Kollarından Marmara Üniversitesi öğrencisi Hacı Hasan Acar Türkçülüğün yayılıp yerleşmesinde büyük hizmeti olan büyük fikir adamı Yusuf Akçura’yı yâdımıza getiren bir konuşma yaptı.

Asılsız Ermeni iddialarının dünya kamuoyunda ayyuka çıkarıldığı şu günlerde önem arz ettiğine inandığımız konferansımızda, konuşmacılarımız sırasıyla dünden bugüne Türk-Ermeni ilişkilerine ışık tutacak bilgiler verip değerlendirmelerde bulundular.

İlk konuşmacımız Yrd. Doç. Dr. Gökmen Kılıçoğlu, daha önce bu kürsüde defelarca dile getirilen birçok konuya değinmekten ziyade, Sovyetlerin çöküşünden sonraki Türkiye-Ermenistan ilişkilerini özetledi. Kılıçoğlu, bugünkü Türkiye ile sınırlarını bile tanımayan Ermenistan’ın daha bağımsızlığına kavuşmadan önce bağımsızlık beyannamesine koyduğu sonra da anayasasına taşıdığı sözde Soykırım Yalanını işleterek Türkiye’nin önüne getirdiği akıl almaz taleplerin, ilişkilerimizin bozulmasının esasını oluşturduğunu belirterek, Türkiye yetkililerinin yakın süreçte gereğinden fazla iyi niyetli yaklaşımlarının da, Ermenilere iddialarında bir adım bile geri attırmadığını, aksine mevzi kazandırdığını söyledi. Kılıçoğlu, Ermenilerle haklı mücadelemizi tarihî gerçeklerin ışığında, akılcı ve güçlü politikalarla, aralıksız yapmamız gerektiğine de dikkat çekerek, aksi uygulamaların Türk milletine bir yarar sağlamayacağını, Ermenileri daha da azdıracağını söyledi.

Dr. Aygün Hasanoğlu, aslında Ermeni diye bir milletin olmadığını bunun 1500’lü yıllarda toplanan Hay papazlarının – bugün Ermeni denen toplum edebiyatlarında ve o zamanki kaynaklarında kendilerin böyle ifade ediyor- toplanarak kendilerine bir vatan kurmak kararı aldıklarını, bundan sonra da göz diktikleri topraklarda eskiden yaşamış Albanlar gibi kavimlerin ve Anadolu’daki ilk Hristiyanların tarihine sahip çıkıp bu yolda adım adım yürüdüklerini söyledi. O zamanın batılı devletlerinin kendi toprakları üzerinde böyle bir projeyi gerçekleştirmeye asla razı olmadıklarını belirten Hasanoğlu, buna rağmen Fransa’nın, Osmanlı Türkiyesi’nde açtığı mekteplerde vasıtasıyla bu şuuru adı geçen halk arasında yaygınlaştırdığını, daha sonra İstanbul’da gözü olan Petro’nun bu işe Ermeni desteğini almak adına razı edildiğini ve yakın yüzyıllarda inatla yürütülen bir mücadeleyle öz be öz Türk yurdu olan topraklarda, bugünkü Ermenistan’ın kurulduğunu söyledi. Ermeniler, böyle bir mücadeleyi yürütüp, topraklarımıza yerleşirken Türklerin, aynı duyarlılığı, bugün olduğu gibi o gün de göstermediklerini belirten Hasanoğlu, tarihin ders almayanlar üzerinde tekerrür edeceğinin unutulmasını söyledi.

Gazeteci Mayiz Alizade, konuşmasına on yıl önce bu konuyu, Vakfımızın kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan Hocamız ile bir mülakatta dile getirdiğini, Turan Hocanın, kendisine, yüzyıllarca bizim aramızda bizim topraklarımızda yaşamış Ermenilerin, üçüncü tarafları bu işe karıştırmaktan vaz geçip, aklın ışığında karşılıklı arşivlerde çalışılarak tarafsız tarih araştırmacılarını da desteğiyle bu problemimizi çözme yoluna girmelerinin doğru olacağını söylediğini belirterek sözlerine başladı. Bugün gelinen noktada Turan Hocamızın önerisi temelli Türk devlet adamları ve tarihçileri tarafından yapılan tekliflere rağbet etmeyen Ermenilerin bu yola girmek yerine daha da uzaklaştıklarını söyleyen Alizade, sözlerinin devamında özellikle son on yıllık süreçte Türkiye,  Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya gibi devletlerin bu konuda yürüttüğü politikalar ve sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Etiket:

Kategori: Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.